--İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben; fani Mustafa Kemal. Öteki; milletin
daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi
tehlike anında ben zuhur ettimse, beni de bir Türk anası doğurmadı mı? Türk
anaları daha Mustafa Kemaller doğurmayacaklar mı? Feyiz milletindir, benim
değil.-- (Binyazar, 19?3:129).
Bilinçli liderliğini, kendi elleriyle ürettiği liderliğini, yeni kurmakta
olduğu toplumun ulusal nitelikleriyle bütünleştirme çabasının bundan daha
kesin kanıtı olabilir mi?
:::::::::::::::::::
IV-) ATATÜRK'ÜN LİDERLİĞİNİN SOSYAL PSİKOLOJİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bilindiği gibi, insanların grup içindeki davranışları son yıllarda yeni bir
bilimin, sosyal-psikoloji biliminin konusunu oluşturur. Bireyin grup içindeki
davranışları, onun yalnız bireysel değil, aynı zamanda toplumsal niteliklerini
de sergiler. Ayrıca, her birey, grup içinde, öteki bireylerin varlıklarından
ve niteliklerinden de etkilenir. İşte küçük grupların incelenmesi, bireyin
gerek bireysel, gerekse toplumsal nitelikleri hakkında çağımızda yeni
bilgilerin elde edilmesine yol açan bir bilim dalını oluşturmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk'ün liderlik özellikleri toplumsal açıdan olduğu kadar,
sosyal-psikoloji açısından da son derece ilginç sonuçlar ortaya koymaktadır.
Bilindiği gibi gerek insan, gerekse toplum karmaşık varlıklardır. Bu
karmaşık varlıkların bir bütün oluşturan özellikleri, birbirlerine bağımlı ve
ancak öteki ögelerle birlikte bir anlam taşıyan niteliktedir. Bu nedenle,
soyutlama ve tek tek özellikleri ele alma, büyük ölçüde insanı yanılgılara
götürebilir. Yine de bilim, gerek insanı, gerekse toplumu, belli soyutlamalar
ve alt konular biçiminde parçalara ayırarak inceler. Çünkü, gerek toplum,
gerekse insan, tek başına tümüyle ele alındığında, kolay sonuca ulaşmayı
engelleyecek ölçüde karmaşık yapı sahibidirler. |