| 
 Haşiye: Kolordu kumandanlarına, vilayete, müstakil livalara tebliğolunmuştur.-- Mustafa Kemal bu tamimi, Heyet-i Temsiliye namına imzalamıştır
 (Atatürk, tarihsiz:421-422).
 Görüldüğü gibi, bir seçimden çok, güvenilir kişilerden oluşan yerel
 liderlerin bir bir toplantıda atayacağı kişilerin belirlenmesini istiyor bu
 tamim. Aslında, o günün koşulları altında başka olanak da yoktur. İIerde,
 --örgüt-- bölümünde göreceğimiz gibi, bu tamim, gerçekten Atatürk'ün
 --örgütçülüğü--nün tam bir kanıtıdır. Burada dikkate almamın nedeni, nasıl bir
 meclisle çalışmak zorunda kaldığını ve böylece, bu dönemdeki otokratik
 liderliğinin kaynaklarını belirlemektir.
 
 İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi de birinciden pek farklı değildir. Her
 ne kadar, Mustafa Kemal Paşa'nın muhaliflerinden oluşan --İkinci Grup--
 üyelerinin çoğu bu Meclis'te büyük ölçüde temizlenmişse de bakınız Falih
 Rıfkı, İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni nasıl anlatıyor:
 --1923 Ağustos'unda yan locaya çıkıp da salonda toplananlara bakanlar, yarı
 Asyalı bir teokratik Devletten tam Avrupalı bir laik devlet çıkarmak için bir
 sürü nizamlar koymağa hazırlanan devrimciler karşısında bulunduklarına
 şüphesiz inanamazlardı. Bunlar, eski müesseseleri yıkmak ve yeni müesseseler
 kurmak için açık programlı bir partiye söz vererek seçilmiş kimseler değildi.
 Vatanseverce işler görmeye gelen, fakat 10 kişisi ikinci onuna uymayan,
 yetişmece farklı, kafaca farklı, anlayışça, görüşçe, isteyişçe, çok defa
 taban tabana denecek kadar farklı bir --kalabalık--tı.--
 Falih Rıfkı bu yargıları verdikten sonra, bu --kalabalık-- içinde Mustafa
 Kemal'in liderlik rolüne de çok isabetli bir biçimde işaret ediyor:
 |