İşte bu tür --sofra-- ilişkileri, onun toplumsal-duygusal liderlik işlevini
en belirgin bir biçimde yerine getirdiği ortamı simgeler.
Aslında Atatürk, hep bir --görev-- lideri olmuştur. Önce, İmparatorluğu ıslah
etmek, sonra düşmana karşı savaşmak, daha sonra işgalci düşmanı ülkeden
kovmak, Cumhuriyet'i ilan ederek, yeni bir devlet üretmek, en sonunda da yeni
bir toplum yaratmak hep onun belli bir sıra içinde ve gerçekçiliğine uygun
olarak yüklendiği --görev--lerdi. Bu açıdan bakıldığında, onun liderlik
işlevinin daha çok --görev liderliği-- modeline uygun olduğu sanılabilir. Fakat
bu izlenim doğru değildir. Çünkü, yaşamının her aşamasında gerek siyasal ve
toplumsal ittifakı açısından yaptığı --toplayıcılık-- işlevi, gerekse her
dönemde içinde bulunduğu farklı grupların moralini yüksek tutmaya çalışması,
--toplumsal-duygusal-- liderlik rolünü hiçbir zaman göz ardı etmediğinin
kanıtlarıdır.
Nesnel tarihsel verilere baktığımızda, Mustafa Kemal Atatürk'ün o zamanki
dağınık ve bütünleşmiş olmaktan uzak Osmanlı toplumsal ve siyasal yapısı
içinde her türlü dinsel ve etnik grubu, her türlü siyasal grubu, her sınıfı
--Ulusal Bağımsızlık-- temel düşüncesi ve savaşımı çevresinde
birleştirebildiğini görüyoruz.
Yüz Yüze Temas
Ayrıca, gerek kendi anılarından, gerekse yakınında bulunmuş kişilerin
anlattıklarından öğrendiğimize göre yakın çevresiyle --yüz yüze-- temasını her
zaman sürdürmüştür. Çağdaş sosyal-psikolojinin --küçük grup-- kuramında en
önemli öge olan --yüz yüze temas-- Mustafa Kemal Atatürk'ün sürekli bir biçimde
kullandığı bir yöntemdir. Bu yöntem, hem iş başarmaya, yani --görev
liderliği--ne yönelik bir amaca, hem de kendi liderliğini, küçük grubu içinde
üretmeye ve pekiştirmeye, böylece de --toplumsal-duygusal-- liderliğe yönelik
bir hedefe hizmet ediyordu.
Toplumsal işlev açısından liderliğinin türüne baktığımızda da --görev--
liderliği ile --toplumsal-duygusal-- liderliğinin birlikte gittiğini görüyoruz.
Atatürk'ün görev liderliğini çok kabaca iki döneme ayırmak olanağı vardır:
Birinci dönem, 1919-1923 arasıdır. Bu dönemin görevi düşmanı kovmak, ülkeyi
bağımsızlığına kavuşturmak ve yeni devleti kurmaktır. İkinci dönem, 1923-1938
arasıdır. Bu dönemdeki görev de, yeni bir toplum yaratmaktır. |