Mustafa Kemal ve Aydınlar
İkinci olarak dikkate alınması gereken nokta, Mustafa Kemal'in yola
çıkarken, toplumun geniş halk kitlelerine ve siyasal-toplumsal düzenine ters
de gelse, --alt grup kültürü--nden etkilenmiş ve bu grubun temsilcisi olarak
davranmış bulunmasıdır: Bu --alt grup kültürü-- o dönemde, tarihsel bir
birikimi yansıtan bir biçimde --münevverler--in ve ordunun, İmparatorluğu
kurtarmak için bulduğu --Batılılık-- reçetesi ile simgeleniyordu. Her ne kadar,
Mustafa Kemal'in --Batılılığı-- kendisinden önceki Batıcılardan; 1) Batı
kuyrukçusu olmamak, ve 2) Toptancı olmak, konularında farklılıklar
gösteriyorduysa da, yine de sosyal-psikolojik desteği, İmparatorluğun içindeki
Batıcı gruptan aldığı bir gerçektir. Üstelik de Batıcı düşüncelerin, Batı
etkisine en açık olan Harbiye'de odaklaştığı düşünülür ve Mustafa Kemal
olayının, ordunun başat rol oynadığı bir Kurtuluş Savaşı biçiminde geliştiği
hatırlanırsa, bu desteğin anlamı ve önemi açıkça ortaya çıkar.
Üçüncü olarak dikkate alınması gereken nokta, Mustafa Kemal Atatürk'ün
eylemi için yaptığımız çözümlemelerin, onun tüm yaşam ve eylemini
kapsamasıdır. Oysa, bütün bu eylem süreci içinde Atatürk çeşitli görevler,
işlevler ve roller yüklenmiştir. Üstelik bu eylemin belki vurucu niteliği
1919-1923 arasıdır ama, asıl uzun zaman 1923-1938 arasında geçirilmiştir. Bu
açıdan düşünüldüğünde de çözümlemelerin, Cumhurbaşkanlığı dönemindeki tutum
ve davranışlara (sınırlı bir ölçüde de olsa) ağırlık vermesi olağandır.
İşte bu üç öge birlikte düşünüldüğünde, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimci
niteliğiyle birleştirici, toplayıcı, toplumsal-duygusal liderlik işlevinin
nasıl uzlaştığı daha iyi anlaşılabilir. Şimdi sosyal-psikoloji açısından,
toplumsal-duygusal liderlik işlevinin yerine getirilmesindeki ilkeleri,
Atatürk'ün eylemiyle karşılaştırmak ilginç olabilir. |