Sanırım, bu noktada, onun gerçekçilik ve mükemmel zamanlama diye
adlandırılabilecek niteliklerine ek olarak, --taktik-- açıdan bir başka
niteliğini daha vurgulamak gerekmektedir: Bu da, çevresindeki insanları yakın
hedeflere ve uzak amaca göre en mükemmel biçimde yönlendirme yeteneğidir.
--İnsan kullanma-- ya da --insanlardan en verimli yerlerde ve en etkin biçimde
yararlanma-- diye niteleyebileceğimiz bu yetenek, hiç kuşkusuz, onun en önemli
liderlik özelliklerinden biridir ve devrimci eylemindeki başarısını önemli
ölçüde etkilemiştir.
Tam bu noktada, okuyucuyu, sosyal-psikolojinin makro-toplumbilim bakımından
hazırladığı tuzaklardan korumak isterim. Sanılmasın ki, Mustafa Kemal
Atatürk'ün başarısı, insan ilişkilerinin becerikliliğinden ya da grup
dinamiğine göre başarılı liderlik özellikleri olmasından gelir. Hayır, onun
başarısı, genel toplumsal ve siyasal koşulları, hem ülke, hem de dünya
çerçevesinde doğru değerlendirmesinden ve tarihsel olarak, kafasındaki
çözümlerin gerçekleştiriimesine uygun olan bir ortamda ve zamanda ortaya
çıkmış olmasından gelir. Bir başka deyişle, Atatürk'ün ortaya çıkması, siyasal
ve toplumbilimsel koşullara bağlıdır. Mustafa Kemal'in, Atatürk'e dönüşmesi
ise, önemli ölçüde sosyal-psikolojik ögelerden etkilenir.
İşte bu açıdan, sosyal-psikolojik ögelerle, siyasal ve toplumsal ögelerin
çözümleme düzeylerindeki farka bir kez daha dikkati çekmek isterim. Siyasal
ve toplumsal ögeler, toplumsal liderliği, toplumsal değişmeyi açıklamakta
işlevsel olur. Buna karşılık, sosyal-psikolojik ögeler, ancak grup içi
etkileşimler ve kişilerarası ilişkilerde aydınlatıcıdır. Bu nedenle diyorum
ki: 1920'lerde bir Atatürk'ün çıkması siyasal ve toplumsal, Selanik'te
1881'de doğan küçük Mustafa'nın bu görevi ve işlevi yüklenmesi ise
sosyal-psikolojik biçimde açıklanabilir. Yine bu nedenledir ki, siyasal ve
toplumbilimsel çözümlemeler olmadan, Atatürk'ü sosyal-psikolojik ögeler
çerçevesinde açıklamak eksik, bu yüzden de yanlış olur.
Sosyal-psikolojik ögelere göre yapılan irdelemelerin, stratejisi tarihe ve
topluma uygun düşen bir liderin, taktikler açısından da güçlü olmasının
zorunluluğunu vurgulamanın ötesinde bir anlamı yoktur.
::::::::::::::::::: |