Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 14:10   #304
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mustafa Kemal'in örgütleri kullanması da, bu ikili rolüne ve işlevine uygun
olmuştur. Her ne kadar, taktik sorunlar ön planda ise de, açıkça göreceğimiz
gibi, Atatürk, birlikte çalıştığı örgütleri, genel stratejisi içinde de
başarıyla kullanmıştır.
Aslında, strateji ve taktik, Malaparte'ın yaptığı gibi, kolaylıkla
birbirinden ayrılabilecek ögeler değildir. Özellikle bir devrim süreci içinde
hangi olayın taktik, hangi olayın strateji gereği olduğu çok kolay saptanamaz.
Bu yüzden, yapılan çözümlemelerin sağlığı açısından kullanılan terimlerin iyi
belirlenmeleri gerekmektedir. Duverger, konuya ilginç bir biçimde yaklaşıyor :
--Bütün karmaşık savaşlarda olduğu gibi, politika savaşında da her bir taraf
az-çok önceden tasarlayıp tertiplediği bir plana göre hareket eder. Bunda da
yalnız kendi hücumlarını değil, hasmın karşılıklarını ve bunların nasıl
önleneceklerini de öngörür. Bu savaş planı bir strateji teşkil eder: Bunu
meydana getiren (hasmın üzerindeki hareket ve faaliyetlerle onun tepkilerine
karşılıklar gibi) çeşitli unsurlar, taktiklerdir.-- (Duverger, 1971:167).
Aynı konuda, Atatürk'ün bir soruya yanıt olarak söylediği şu sözlerle
Duverger'nin tanımı arasındaki benzerlik çok şaşırtıcıdır:
--Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur,
diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.--
(Banoğlu, 1954:43).
  Alıntı ile Cevapla