İlk Devrimci Örgütün Kuruluşu
Örgütün kuruluşu da çok ilginçtir. Kendi yazdırdığına göre öykü şöyle
gelişir: --Bir gece Mustafa Kemal, Müfit ve Lütfi, Tüccar Mustafa'nın evine
gidiyorlar. Şam'ın çıkmaz karanlık bir sokağında, bir evin kapısını
çalıyorlar. Tüccar Mustafa, elinde bir lamba ile kapıyı açıyor, --Buyurunuz--
diyor.
Şam'da dünya karanlıktır; bu ev de karanlıktır. O gece yalnız Doktor veya
Tüccar Mustafa'nın elindeki lamba ışık vermektedir. Toplantı, Doktor veya
Tüccar Mustafa'nın evinin bir odasında oluyor.
--İhtilal yapmalı, inkılap yapmalı.--
Bunu söyleyen Doktor veya Tüccar Mustafa'dır; devam ediyor: --Ben Tıbbiye'nin
son sınıfındayken bu emeli takip ettiğim için, evvela Mehterhane'de yattım,
sonra sürüldüm. Çok kıymetli arkadaşlarımız vardır, inkılabı yapmalıyız.--
Müfit ayağa kalkarak bağırıyor: --Behemehal yapmalıyız!--
Bu kadar ciddiyet ve kat'iyet karşısında Lütfi Bey: --Ben,-- diyor, --çoluk
çocuk sahibiyim, size tabi olurum, fakat benden bir şey beklemeyiniz.--
O dakikaya kadar, arkadaşlarını sadece dinleyen Mustafa Kemal: --O halde--
diyor, --siz buradan derhal gidiniz; bizim bundan sonra konuşacağımız şeyleri
sizin dinlemeniz caiz değildir.-- (Afetinan, 1968:51).
Böylece --örgüt!-- kuruluyor ve adı da konuvor: Vatan ve Hürriyet. Aslında,
Mustafa Kemal'den başka iki dostu ve bir yabancı ile kurulan ve dostlardan
birinin de daha işin başında toplantıyı bırakıp gittiği bu üç kişilik örgüt
ne denli etkin ve önemlidir, ciddi bir biçimde düşünülmek gerekir. Fakat
önemli olan, sonunda başarıya ulaşmış bir devrimcinin attığı ilk adımlardır.
Nitekim, bu öyküyü, devrimci eyleminin çekirdeği olarak, bizzat Mustafa
Kemal yazdırmıştır. Hiç kuşkusuz, başarılı bir devrimci olmasaydı, bu olay,
tarihteki binlerce sonuçsuz devrim girişimi gibi, üç kişinin rüya aleminde
yitip gidecekti. |