Mustafa Kemal, Trablus'a giderken, Balkanların da elden çıkacağından
kaygılıydı. Nitekim, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine,
önemini yitirdi ve İttihatçı subaylar ülkeye döndüler (Yüzbaşı Selahattin'in
Romanı'nı okuyanlar, Balkan Savaşı'nın yitirilmesine değil, Bağımsızlık
Savaşı'nın kazanılmasına şaşacaklardır. Ordu öylesine yokluk, insanlar
öylesine cehalet içindeydi ki... (Selçuk,1973).).
Balkan Savaşı sırasında, Mustafa Kemal ile Enver arasındaki sürtüşme iyice
büyüdü. Her iki taraf da savaş içinde birbirlerini beceriksizlikle suçladılar.
Savaş sonrası, birlikte savaşan Fethi Bey'i ve Mustafa Kemal'i daha yakın bir
dostluk içinde buldu. Bu arada Fethi Bey belki de, Mustafa Kemal'in de
etkisiyle, askerlikten ayrılmış, Bab-ı Ali baskınından sonra gittikçe güçlenen
İttihat ve Terakki içinde sivil olarak üst düzey yöneticiliğine başlamıştı.
İttihatçılar artık Enver'in denetimine girmiş görünüyorlardı. Özellikle
Bab-ı Ali baskını, ülkede gerek İttihat ve Terakki'nin gerekse İttihatçıların
arasında Enver'in nüfuzunu arttırmıştı. |