--Doktor Nazım ve bir nüfuzlu İttihatçı, aralarında konuşmakta imişler.
Enver Paşa birden içeri girince susmuşlar. Başkumandan (Enver) merakla:
--Herhalde bana dair bir şeyden bahsediyordunuz. Söyleyin bana!-- demiş.
--Mustafa Kemal'in niçin terfi ettirilmediğini konuşuyorduk-- cevabını
vermişler. Enver: --İşte-- demiş ve cebinden Çanakkale kahramanını generallik
rütbesine çıkaran tezkeresini göstermiş, sonra şunu ilave etnıiş: --Ama
biliniz ki, onu paşa yapsanız padişah, padişah yapsanız Allah olmak ister.--
(İşin ilginç yönü, bu yakıştırma öykünün sonradan Mustafa Kemalciler
tarafından, onun lehine yorumlanarak kullanılmasıdır. Örneğin, Şevket Süreyya,
Enver'in --O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister.
Korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister. Müşir
yapsanız bununla da yetinmez padişahlık ister-- dediğini anlattıktan sonra,
şöyle devam eder: --Mustafa Kemal'e Enver Paşa'nın bu sözlerini naklettikleri
zaman cevabı şu olmuştur: --Ben, Enver'in bu kadar zeki ve ileri görüşlü
olduğunu bilmezdim-- -- (Aydemir, 1963:2171). Görüldüğü gibi, Atatürk'ün
yaşamındaki pek çok şey gibi bu öyküde de gerçek ile efsane, hem de Şevket
Süreyya gibi ciddi bir araştırmacının kaleminde bile birbirine karışmış.).
(Atay,1969:79). |