İstanbul'dan beri beraber getirdiğim bu arkadaşın -tuttuğumuz yola nazaran-
anlaşılması pek basit olan bir meselede, izhar ettiği haleti fikriye ve
hissiyeden müteellim oldum. Fuat Paşa'yı çağırttım. Paşa noktai nazarımı
anlayınca derhal imza etti. Fuat Paşa'ya Refet Bey'in tereddüdü sebebini
anlayamadığımı söyledim. Fuat Paşa, Refet Bey'den, biraz ciddi, istizahta
bulunduktan sonra, Refet Bey müsveddeyi eline alarak kendine mahsus bir
işaret vaz'etti. Öyle bir işaret ki, bunu, bu müsveddede bulmak biraz
müşküldür.-- (O dönemde Rauf Bey'in de Mustafa Kemal'in --Anafartalar
Kahramanı-- olması gibi --Hamidiye Kahramanı-- adıyla ün yapmış olduğu
anımsanmalıdır (Saracoğlu. 1960:48-49).) (Atatürk, tarihsiz: 34).
Görüldüğü gibi, Cafer Tayyar'a çekilen telgraftan ancak üç gün sonra
yazılan ünlü --Amasya Tamimi-- bile bir komutan tarafından ancak anı olarak,
öteki tarafından da okunmaz bir biçimde ve uzun tartışmalardan sonra
imzalanabiliyor. Üstelik Refet Bey, Mustafa Kemal'in emrinde bir komutandır
o sırada.
3) --Vali ve mutasarrıfların tümü bu halka çevresindedir.-- Bu söz de o sırada
ancak bir umuttan, bir istekten başka bir niteliğe sahip değildi. Hem Mustafa
Kemal, --Nutuk--da, bu sözünün doğru olmadığını belirten pek çok örnek verir,
hem de zaten o sırada böyle bir --birleşik cephe-- için zaman henüz çok
erkendir. Örneğin, sonradan kendisinin en yakın çalışma arkadaşlarından biri
olan Mazhar Müfit bile, kendisini Damat Ferit'in adamı sanmaktadır. |