Bu sözlerden sonra neler olduğunu yine Mazhar Müfit şöyle anlatıyor:
--Paşa'nın bu nutku, salonu yerinden sökecek kadar kuvvetli ve sürekli bir
surette alkışlanmıştı. Nutkun sonundaki duayı, padişahlık ve hilafet
müessesesi hakkındaki temenniyatı belki garip bulursunuz. O zaman ben de aynı
hissi duymuştum. Hatta, kongre akşamı Paşa'ya: --Paşam, nutkunuzun sonunu
müftü efendinin duası gibi bitirdiniz.-- dedim. Bu tarz konuşmamı hoş gördüğü
için sadece güldü ve: --Maksadını anlıyorum, anlıyorum ama, şimdi vazifemiz
halkı, vatanı ve esir Padişah'ı kurtarmaya inandırmaktan ibarettir.-- cevabını
verdi ve ilave etti:
--Zamanında hiçbir şeyi kaçırmamak ve zamansız hiçbir şeye uzaktan yakından
tevessül etmemek, başlıca dikkatimizi teşkil etmelidir.-- (Kansu, 1966:85) .
Sanırım, Atatürk'ün taktik açıdan tüm gizi bu tümcede görülebilir:
--Zamanında hiçbir şeyi kaçırmamalı ve zamansız hiçbir şeye uzaktan yakından
tevessül etmemek-- her devrimci eylemin, her devrimci liderin şaşmaz bir
ilkesi olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk, bu ilkeyi sanki kendisi
üretmişcesine, büyük bir titizlikle uygulamış, bu yüzden de taktik açıdan,
yenilmez bir nitelik kazanmıştır. |