Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 14:34   #394
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Mustafa Kemal, her büyük örgütçü gibi, önce, oluşmuş bulunan gruplarla
işbirliği yollarını arıyor. Bunlar da hiç kuşkusuz iki ana yöntem çerçevesinde
toplanmaktadır: Grupların tümünü, ortak noktalar çerçevesinde toplamak ya da
birini güçlendirerek, ötekilerin onu izlemesini sağlamak. Fakat, bu
yöntemlerin ikisi de sonuç vermeyince, Mustafa Kemal Paşa, Meclis'te --Anadolu
ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu adıyla bir grup kurmaya karar veriyor. Yeni
kurduğu gruptan iki görev beklemektedir Mustafa Kemal Paşa: Birinci görev
--Misakı Milli esasatı dairesinde memleketin tamamiyetini ve milletin
istiklalini temin edecek sulhü müsalemeti istihsal için, milletin bilumum
kuvayı maddiye ve maneviyesini icabeden hedeflere tevcih ve istimal edecek ve
memleketin resmi ve hususi bilumum teşkilat ve tesisatım bu maksadı esasiye
hadim kılmaya-- çalışmaktır .
Görüldüğü gibi birinci amaç, tümüyle düşmanın ülkeden kovulmasına
yöneliktir. Üzerinde herhangi bir tartışma da yoktur. İkinci nokta ise
oldukça ilginçtir. Buna göre, yeni grup --devlet ve milletin teşkilatını,
Teşkilatı Esasiye Kanunu dairesinde şimdiden peyderpey tesbit ve ihzara--
çalışacaktır (Atatürk, tarihsiz:595) .
10 Mayıs 1921 günü bu iki madde ve öteki maddeler, grubun örgütlenmesine
esas olarak kabul edildi. Görüldüğü gibi, Mustafa Kemal, kendi eylemini
sürekli iki amaçlı düşünmüştü: Kurtuluş Savaşı ve yeni bir devletin kurulması.
Bu nedenle de, yeni grubun esas ilkelerini bu iki amaca göre belirlemişti.
Oysa, karşıtları, işin ta başından beri, onun, savaşı kazandıktan sonra
devlete el koyacağından ve tüm düzeni değiştireceğinden kuşku duyuyorlardı.
Nitekim Hoca Raif Efendi -ki, Mustafa Kemal Paşa'ya zamanında en büyük desteği
vermiş olan vatanseverlerden biridir-. Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin
adını Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti diye değiştirerek, hilafetin ve
saltanatın korunmasını amaçları arasına alıyor. Bununla da yetinmeyerek
Mustafa Kemal'in taktiklerini izleyen bir biçimde, bu yaptıklarını, çevre
illere de bildirip, örneğin, Kazım Karabekir Paşa gibi askerlerle de temasa
geçiyor. Kendisinin grup kurmasının gerekçesi olarak savunduğu ana düşünce,
--Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun maksadının hilafet ve saltanat şeklinin
Cumhuriyet'i inkılabını istihdaf eylediği--dir.
  Alıntı ile Cevapla