Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 14:35   #401
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

şte, halkın desteğini kullanmak ve halkı eğitmek için bir parti örgütünün
gerekliliğini bilen Atatürk, işlevini başarıyla bitirmiş olan Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti'nin yerine Halk Fırkası'nı koymak istiyordu. Nitekim, Halk
Fırkası'nın Genelbaşkan Vekili, Başbakan İsmet Paşa, 20 Kasım 1923'te
Müdafa-i Hukuk örgütüne yayımladığı genelgede bu gerçeği vurguluyordu:
--Vatanın kurtuluşunun mümkün olamayacağı sanılan o üzüntülü günlerde
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri Türk tarihinin timsali gibi ayaklandı ve olmazı
mesut ve kat'i bir zafere çevirdi.
Bütün dünyanın siyasi, sosyal ve iktisadi güçlükter içinde çırpındığı bir
devirde Türkye'nin barış hayatını nasıl yaşayacağına, altından kalkılması son
derece güç işleri nasıl çözeceğine ve yeneceğine bütün dünya sınav gözüyle
bakıyor.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Halk Fırkası adı altında, gelecekteki büyük
zaferlerini aynı azim ve kahramanlıkla kazanmaya muktedirdir. Bunu, yapacağı
işler ve eserleriyle ispat edecektir. Bu samimi ve kat'i savaş kahramanlığıyla
dünkü Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, bugünkü Halk Fırkası idare kurullarıyla
vazifeye başlıyorum.-- (CHP, 1963:14).
Görüldüğü gibi, Halk Fırkası, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamıdır.
Savaş döneminde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden beklenen destek görevleri barış
döneminde Halk Fırkası'ndan beklenmektedir. Ayrıca, İsmet Paşa'nın deyişiyle,
--dünkü Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti-- idare kurulları, --bugünkü Halk Fırkası-- idare
kurullarıdır ( Aslında durum son derece ilginçtir. 9 Eylül'de Halk Fırkası
kurulmuş: 20 Eylül'de askeri bürokraside --ayıklama-- eylemi için yasa önerisi
verilmişti (Tunçay, 1978b:309). Daha sonra sivil bürokraside de uygulanan bu
--ayıklama-- işlemi Atatürk ve arkadaşlarının --kadrolaşma--yı salt partiye
bırakmayacak derecede gerçekçi ve kararlı olduklarını gösteriyor.).
  Alıntı ile Cevapla