--Askeri konularda başarıya ulaştıktan sonra Atatürk, yeni rejim içinde köklü
reformları gerçekleştirmek ve yapılacak devrimleri mümkün olduğu kadar halka
benimsetmek için idareyi sivil bir temele oturtma çalışmalarına girişmiştir.
C.H.P.'yi kurma, işte böyle bir amacı gerçekleştirmek, ayrıca Meclis'in daha
düzenli çalışmasını sağlamak düşüncesinden doğmuştur. 6 Aralık 1922 tarihinde
Ankara'da gazete muhabirlerine verdiği demeçte, Atatürk, gayet belirgin bir
şekilde; partinin köklü reformları gerçekleştirerek, Türk toplumunun
geleneksellikten modern bir topluma geçişini amaçladığını açıklamıştır. Bu
görüş, --Amasya Tamimi--nden başlayıp, --Halkçılık Programı--nda ve 1921 tarihli
--Teşkilatı Esasiye Kanunu--nda Birinci Grubun uğraşılarında belirgin olarak
ortaya çıkan yeni Türk Devleti'ni, yeni ve modern Türk toplumunun
gerçekleşmesini içeren görüştür. Türkiye üzerinde oynanan her türlü
emperyalist oyuna karşı koyan, Türk ulusunun mutlu, özgür ve refah içinde
yaşamasını sağlamak isteyen gürüştür. C.H.P. de bu görüşü temsil ve
gerçekleştirmek için kurulmuştur.-- (Kili, 1976:47) .
Kili'nin değerlendirmesine yakından bakılırsa, bu değerlendirmenin parti
tüzük ve programlarındaki yazılı ilkelerden ya da sözlü olarak yapılmış olan
açıklamalardan çok, Mustafa Kemal Atatürk'ün genel eylem ve amaç çizgisi
içinde yapıldığı görülür. Toplumbilimsel çözümleme işte budur. Konuyu, genel
oluşum ve çerçevesi içine oturtarak yorumlamak, toplumbilimsel irdelemeleri,
öteki çözümlemelerden ayıran özelliktir.
Gerçekten de, Atatürk'ün genel amacının doğru saptanması ve CHP'nin yerinin
bu amaca göre belirlenmesi gerekliliğini hiç kuşkusuz kimse yadsıyamaz.
Nitekim, biraz aşağıda, --Halk Fırkası--na koşut olarak ve aynı amaçla,
çağdaş-laik bir toplum yaratma amacıyla kurulan öteki yan örgütleri
incelediğimizde yukarıdaki yargının doğruluğunu, bir kez daha görmüş
olacağız. |