[ferro1903]

Beşiktaş, İnonü’deki galibiyet serisine dün Denizlispor’u yenerek devam etti. Yine güzel futbol vardı, yine güzel goller vardı. Ve Beşiktaş, yine rakibine kendi kalesinde pozisyon vermedi.

Runje bugünlerde “Ben buraya kalecilik yapmaya geldim. Yere yatmadan maç bitiyor kardeşim” diye şikayette bulunursa; kimse şaşırmasın. Gerçekten Runje, haftalardır yere yatmıyor.

Dün defansın sağ kanadında Ali Tandoğan’a şans verdi Tigana. Tandoğan, benim çok inandığım ve güvendiğim futbolcu. Ama dünkü performansını beğenmedim. Bundan daha iyi oynayacak bir futbolcu. Gökhan Zan’ın yokluğunda İbrahim Toraman, göbekte oynadı. Hem de daha iyiydi hem de daha mutlu.

Baki’nin mücadelesini alkışlıyorum. Ama her zamanki söylediğimi tekrar ediyorum; kazandığı topları daha iyi kullanmalı.

Denizli karşısında en çok, Koray’ı beğendim. Müthiş bir performans gösterdi; koştu, çalıştı, çok top kazandı. Kazandığı topları da iyi kullandı.

Hele Bobo, attırdığı bir gol vardı ki, “yeme de yanında” yat.

Bobo’nun kaleciden sıyrılıp gol vuruşunu alkışlamak lazım.

Ricardinho’nun attığı golde de, Delgado’nun büyük çabası ve emeği vardı.

Beşiktaş’ta koşmayan oyuncu yok. Ben defasta oynuyorum, defanstan, ben orta sahada oynuyorum, orta sahadan, ben forvet oynuyorum, forvetten sorumluyum düşüncesi hiçbir futbolcuda yoktu.

Hepsi koşuyor. Toplu hücum, toplu defans yapıyorlar. Yardımlaşma süper.

Ricardinho zor pozisyonda, zor gol attı. Ondan çok daha kolayını kaçırdı. Ricardinho ve Koray ikilisi dün adeta Beşiktaş’ın lokomotifiydiler.

İbrahim Üzülmez’in özverisi, performansı, formu, her zamanki gibi devam ediyor. Beşiktaş’ın bu sezonki en istikrarlı futbolcusunu alkışlamak lazım. Dünkü Denizlispor’un Beşiktaş’tan puan alma gücü yoktu, niketim alamadı da. Hakem Kuddusi Mütfüoğlu, Beşiktaş’ın bir penaltısını vermedi. Yani inanıyorum ki görmedi. Görse kesin verirdi. Birinci yardımcı Cemal Gemici gördü, o da vermedi.