[ferro1903]

Olumlu futbol..

Beşiktaş'taki en önemli değişikliklerden bir tanesi takımın oynanan oyundan zevk almaya başlamış olması. Bunu sahadaki hareketlerinden görebiliyorsunuz. Futbol kalitesi zevk alındığı zaman önemli ölçüde artar, daha olumlu bir futbol oynarsınız.

Bana tepki gösterdiniz, kızdınız. “Bu adamdan teknik adam mı olur?” dediniz, “Beşiktaş’ın kalesinde bu adam mı durur?” dediniz. Ben ise hep biraz zaman vermekten yanaydım. Kesin yargıya varmadan önce bazı sorunların –en önemlisi güven- aşılması gerektiğini düşünüyordum.

Devre arasındaki son yazımda artık bu zamanın dolduğunu söylemiştim. Bu yüzden ikinci yarının ilk maçını merakla izledim. Değişmişti Beşiktaş. Kondisyonu artımıştı ve ilginç bir şekilde pas yapmayı öğrenmişti. Tigana sistemini değiştirmiş, hücumda 4-2-2-2’ye yakın, savunmada klasik 4-4-2 ile oynatıyordu takımı. Bu sistemde Ricardinho ve Delgado kanatlarda oynuyor gözükseler de aslında serbest oynuyorlardı. Delgado’yu zaman zaman ortada, zaman zaman solda gördük.

Futbolun en önemli kuralını iyi uyguluyordu Beşiktaş. Çabuk hücum ediyordu. Zaman zaman 10-15 saniyede atak başlıyor, gelişiyor ve bitiyordu. Nobre’nin yanına Bobo’nun gelmesi hücum hattının verimini arttırmıştı. Takım belli bir disiplin kazanmış, herkes arkadaşının nereye koşacağını bilerek oynamaya başlamıştı.

Ricardinho’nun dün gece attığı golü defalarca izlemek gerek. Orta sahada atağı başlatan isim olan Rico, sonunda sihirli dokunuşu da yapıyordu. Kalenin içindeki iki oyuncuya rağmen sağ ayağıyla topu müthiş bir yere bıraktı. Kolay gibi gözükse de çok zor bi goldü. Brezilyalı’nın oyun zekası ve bilek hareketlerini izlemek, her futbolsever gibi Siyah-beyazlı taraftarları da mest ediyor.

Dünkü maçta Koray’ı ayrı bir yere koymak gerekiyor. Koray’ın en önemli özelliği yapacağı hamlenin zamanlamasını doğru seçmesi. Bu savunmada oynadığınız zaman risklidir çünkü o ilk hamleyi seçer ve yanılırsanız, arkanızda hatanızı kapatacak kimse yoktur. Koray’ın orta sahada müthiş bir performans göstermesinin önemli bir sebebi o geçirse bile arkasında savunma oyuncuların olması. Ayrıca Koray hücuma çıkmayı seven bir oyuncu ve bu işi iyi de yapıyor. Bobo’ya verdiği pas en az bir Delgado, bir Ricardinho klasındaydı.

Şunu da belirtmeliyiz ki bu genç Beşiktaş inişli çıkışlı performanslar gösterebilir. Bobo ileride çok büyük yetenek olacak bir isim ama son vuruşlarda yeterince tecrübeye sahip değil. Gelişecek fakat biraz zamana ihtiyacı var. Eğer bu gelişim çabuk gerçekleşir ise Siyah-beyazlılar’ı bir anda şampiyonluk potasında görebiliriz. Deplasmandaki Trabzon maçı bana göre Beşiktaş’ın kaderini belirleyecek.

Beşiktaş’taki en önemli değişikliklerden bir tanesi takımın oynanan oyundan zevk almaya başlamış olması. Bunu sahadaki hareketlerinden görebiliyorsunuz. Futbol kalitesi zevk alındığı zaman önemli ölçüde artar, daha olumlu bir futbol oynarsınız. Ricardinho’nun dün kendisine yapılan bir faulden sonra hakeme doğru bakıp bir gülüşü var, bence Karakartal’daki değişimi anlatan önemli bir kare.

Oyuncu zevk alır da taraftar almaz mı? Müthiş bir taraftar topluluğu vardı dün İnönü’de. Yıllardan beri ilk defa şampiyonluğa inanıyorlar ve bu da genel tavırlarına, tezahüratlarına yansıyor. Şunu da belirtmem gerekiyor:“Ucuz Roman” (Pulp Fiction) filminin müziğinden esinlenerek bestelenmiş yeni şarkı, uzun zamandır tribünlerde duyduğum en güzel tezahüratlardan. Takıma enerji ve şevk veriyor. Türkiye’de bu kadar güzel az tezahürat var. River Plate taraftarlarını hatırlatıyor bana. Yalnız bir önerim olacak Siyah-beyazlı taraftarlara, Baki ve İbrahim Üzülmez’e destek verin. Bu iki oyuncu hata yaptığında tribünlerden bazen homurtular çıkıyor ve oyuncular bundan etkileniyorlar. Onlara hata yapınca verilecek destek inanın ki performanslarını arttıracaktır. Ben şahsen Baki’de her an hata yapma stresi olduğunu seziyorum.