Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 09:52   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

.d. Roma Dönemi Antakya'nın Altın Çağı

İ.Ö. 64 yılında kentin Roma egemenliğine resmen girmesi ile Antakya tarihinin altın çağı başlamış oldu. Bu tarihten hemen önce İ.Ö. 67 yılında Asi üzerindeki adada inşa edilen bir saray ve bir circus, Roma medeniyetinin Antakya'daki ilk işaretleridir.
İ.Ö. 47'de Antakya'ya gelerek kente bağımsızlığını veren Ceaser, Caisarion (Caesareum) adıyla anılan büyük bir mabet ile Silpius eteklerinde bir amfitiyatro, bir su kemeri ve bir umumi hamam inşa ettirdi.
Augutos dönemindeki (İ.Ö. 31-İS 14) en önemli olay, bundan sonra her dört yılda bir tekrar edilecek olan olimpiyat oyunlarına başlanmasıdır. Bu imparator zamanında kent, birçok yeni toplumsal binanın inşa edilmesi ile daha mamur hale getirilmiş ve bunun sonucu olarak nüfus artmıştır. Antakya'nın bu yüzyıldaki nüfusu 300.000 ile 600.000arasındaki bir rakam idi.Bu dönemin en önemli imar faaliyeti kenti boydan boya geçen ve 2 Roma mili ( 1 Roma Mili=1.478 m.) uzunluğunda olduğu Malalas'tan öğrenilen, ünlü kolonadlı caddenin inşasıdır. Helenistik Çağ kentlerinde bir yenilik ortala çıkan, ancak doğu orjinli bir fikir gibi görünen kolonadlı caddeler, Yunan ve Roma dünyasında pek rağbet görmüştür. Döşemesi mermer kaplı olan bu caddenin kolonadları Tiberius Claudius zamanında ( İS 12-37) tamamlanmıştır. Birini dik olarak kesen iki ana aksın kesişme noktasına üzerinde imparator Tiberius'un heykeli bulunan Tetrapyla dikildi. Cadde bronz heykellerle, kolonadlar da mozaiklerle süslendi. Caddenin yol kısmının genişliği 9.60 m., iki tarafında yer alan kolonadlar ise 10'ar m. genişliğinde idi. Bu caddenin inşasından sonra, caddenin iki tarafında gelişen mahalleler sayesinde kent büyüdü ve nüfusu arttı.
Augustus

Jupiter ve Dionşsus adına inşa edilen mabetler yanında, Ceaser'ın yaptırdığı amfitiyatro büyütüldü Silpius'dan gelen sel sularını Orontes'e kaanlize ederek kenti su baskınlarından koruyacak tedbirler alındı. Malalas'tan öğrenildiğine göre, kentin içinden geçen nehrin ismi (asi Nehri), İmparator Tiberius tarafından doğudan anlamında Orentes olarak değiştirilmiştir. Daha önceleri Typlon, Drakon veya Ophites adları ile anılan bu nehre Asurlular Arantu derlerdi. Gene Tiberius zamanında, üstünde bir dişi kurdu emen Romulus ve Romus heykelleri ile süslenen Beroea (Halep) kapısı inşa edildi. Etnik ve dini yapı bakımından karışık nüfusu, her yöne giden yolların kesişme noktasında önemli bir ticaret merkezi oluşu, doğu ve batı kültürlerinin birleşme noktasında bulunması, Antakya'nın Hıristiyanlığın yayılmasında bir propoganda merkezi haline gelmesine neden olan faktörlerdir. İsa'nın ölümünden sonra, Hıristiyanlığı yayma çalışmaları içinde önce Pavlos (Havari Aziz Pavlos) ve Barnabas, daha sonra Antakya Kilisesinin kurucusu ve ilk rahibi sayılan Petrus (Havari Aziz Petrus) Antakya'ya geldiler.
Tiberius Claudius

  Alıntı ile Cevapla