V. DÜNYANIN İLK GÜZELLİK YARIŞMASI Günümüzden dört bin yıl önceye gidelim. Kral Aikos’un oğlu Peleus, altınpost avcılarının gemisi Argo ile Marmara Denizi’nden geçerken deniz tanrıçası Thetis' i görür ve ona aşık olur. Thetis de hemen orada onun bu arzusunu gülümsemeyle karşılayarak onu çıldırasıya mutlu eder. Peleus'un deniz perisi Thetis ile evleneceği gün düğüne bütün tanrılar çağrılır. Yalnız fesat çıkarmaması ve oyunbozanlık etmemesi için kıskançlık ve nifak tanrıçası Eris düğüne çağrılmaz. Buna kızan Eris, şölenin en aşkın anında masanın üzerine bir altın elma atar. Elmanın üzerinde "En güzele!" yazılıdır. Her kadın gibi her tanrıça da kendini, "en güzel" sanarak elmaya sahip çıkar. Elemeler yapılır ve sonunda güzeller üçe iner. Bunlar, Aphrodite, Hera, Pallas Athena’dır. Bu üç güzel, Tanrılar Tanrısı Zeus' a gidip, aralarında, en güzeli seçmesini rica ederler. Zeus, bu işin başına der açacağını tahmin ederek, onlara Troya'nın yanında İda dağına gitmelerini, orada hem Paris, hem de Aleksandros diye anılan bir prens olduğunu, babasının koyun sürüsüne çobanlık etmekte olan bu gencin, mükemmel bir güzellik bilgini olduğunu, Paris'in bir şehzade olmasına rağmen, babası Troya hükümdarı Priamos' a bu oğlunun bir gün ülkesinin mahvına sebep olacağı için uzaklara gönderdiğini söyler. Paris o anda Kocakatran dağlarında Oinone adlı güzel bir peri kızıyla yaşamaktadır. Tam o sırada üç tanrıça, güzelliklerinin bütün gururuyla Paris'in karşısına çıkagelirler. Üç büyük tanrıçanın olağanüstü güzelliklerini görünce delikanlı şaşırır. Tanrıçaların herbiri delikanlıya bir şey adar. Hera, Paris' e Asya ve Avrupa'nın sahibi olabilmeyi; Athena, Troya'lıları Akha'lar üzerinde zafer kazanmayı; Aphrodite ise eş olarak dünyanın en güzel kızının sevgisini vaad eder. Esmer Hera bir eliyle sert, kabarık ve sivri memesini, öteki eliyle de mükellef örtüyü kalçalarının hizasında tutmaktadır. Pallas Athena, güzellik yarışmasına katıldığı halde, kendisinin utangaç yaradılışına ihanet etmeden giyinik olarak gelmiştir. Aphrodıte, altın saçlarının ağırlığı altında yine de başını dik tutmaktadır. Beyazlar giyip, beline bir çiçek takmıştır. |