Midas hüsranla biten bu zenginlik macerasından sonra bir daha açgözlülük etmez ve mutluluğu doğanın kucağında arayarak kırlarda,ormanlarda dolaşmaya başlar.Bu gezilerden birinde keçi ayaklı tanrı Pan’a rastlar.Pan kamıştan kavalını öttürürken birden aklına Apollon’a meydan okumak gelir.Bu yarışta Tmolos Dağı’nın tanrısı hakem olur.İşaret verilince Pan, yedi düdüklü Syrinks’e üfler.Ağaçlar,hayvanlar hayran hayran dinler.Sonra Tmolos başını güneş tanrısı Apolllon’a eğer.Apollon’un müziği ile kendinden geçen Tmolos dağı zaferi Apollon’a verir.Bu hükme Midas itiraz eder.Apollon da bu kadar duygusuz kulakların insan kulağı biçiminde kalmasına izin vermeyerek onları eşek kulağına çevirir.              Kulakları görünmesin diye Midas geniş ve yüksek bir taç yaptırıp kulaklarını saklar.Saçlarını kesmeye gelen berbere bu sırrı saklamasını söyler.Bu sır berbere ağır geldiği için yerden bir taş kaldırıp deliğine kral Midas’ın eşek kulakları olduğunu fısıldar ve taşı kapatır.Orada büyüyen bir kamış bu sırrı saklamaz ve herkese söyler.      |