Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 11:07   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bağımsızlık, özgürlük, gönenç içinde yaşayan ve ilerleyen bir ulusu yaratmak, bunu yüzyıllar boyu geliştirerek anlamlaştırmak, Atatürk’e göre eğitim-öğretimle olabilir ancak. Aydınlık yarınların, bilinçli bir yaşamın sağlanabilmesi için eğitim-öğretimin anlamı oldukça derindir Atatürk’e göre.
Halkın içinden gelen, insanını derinlemesine tanıyan, Bağımsızlık Savaşı’nı onlarla omuz omuza veren önderimiz, “İnsanlar, ancak, erekleri, düşünceleri tanınarak gönderilip ve yönetilebilir” düşüncesiyle, insanımızın sorunlarını bilmenin, yarından beklentilerini saptamanın ve ona göre bir yönlendirmenin/yönetmenin sağlanabilmesinin önemini belirtmektedir. O’na göre halkın sorunlarının, beklentilerinin gerçek çözüm yolu eğitim-öğretimden geçmektedir. Başarının yolunun eğitim-öğretimle sağlanabilmesiniyse düzen bağına (disiplin, sıkıdüzen) bağlanmalıdır: “Yaşamın her çalışma aşamasında/ evresinde olduğu gibi, özellikle öğretim yaşamında sıkıdüzen başarının koşuludur. Yöneticiler ve öğretim kadroları sıkıdüzen sağlamaya, öğrenciyse sıkıdüzene uymaya zorunludur.
Eğitim-öğretim olgusunun ne denli önemli olduğunu vurgulayan “Başöğretmen”, aynı oranda sıkıdüzene olan gereksinimi de vurgularken, öğretmenler denli öğrencilere de yoğun bir sorumluluk yüklemektedir. Öğretmenlere, özellikle “Yalınlık” ve “Törel Bilinç (vicdan)”i, en az sıkıdüzen denli salık vermektedir: “Hiçbir yengiyle benzetme onamayan (kabul etmek) bir başarının coşkusu içindeyiz. Vatandaşlarımızı bilgisizlikten kurtaracak bir yalın öğretmenliğin törel bilinçli mutluluğu, bütün varlığımızı sarmıştır.
  Alıntı ile Cevapla