Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 11:07   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Atatürk’e göre eğitim-öğretim, böylesi bir yalınlığı içerdiği denli, süssüzlüğü, baskısızlığı da içermelidir: “Eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir baskı aracı ya da bir uygarlık beğenisinden (zevk) çok, yaşamda başarıya ulaşmayı sağlayan, uygulanan ve kullanılabilen bir araç konumuna getirmektir.” Bu bağlamda üzerinde durulması gereken kavram “Başarıdır.” Başarılması istenense, daha çağdaş, daha insanca, daha ilerici, daha aydın bir ulus içerisinde yaşamak. Böylesi bir yaşamı sağlamak amaçsa, eğitim-öğretim, bu yoldaki uygulanması gereken araç olmaktadır. Bu aracın içeriğindeyse bilgi, bilinç ve özgürlük yer almaktadır.
Bir yeni araç da “Bilimler Yurdu” dur. Atatürk, ilk ve orta öğretimle yetinmenin yetersizliğini, bunu aşmanın gerekliliğini şöyle ortaya koymuştur: “Arkadaşlar, Türk Ulusu yeni bir amaca doğru yürüyor. Memleketimizde uygarlığın simgesi Bilimler Yurdu (Üniversite, Darulfünun) olacaktır."
Atatürk, bu sözü söyleme konumuna uzunca bir uğraştan sonra gelmiştir. Önce Latin kökünden gelen Türk harflerinin Türk diline uygunluğunu sağlama uğraşını vermiştir. Bu sözleriyse şunlardır: “Bizim uyumlu, varsıl (zengin) dilimiz, yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardır kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bu gerekliliği anlamak zorundayız. Bunu anladığımızın belirtilerini yakın zamanda bütün dünya görmüş olacaktır. Buna kesinlikle inanıyorum.
  Alıntı ile Cevapla