Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 11:07   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bütün dünyanın bu gelişmişliği, bu değişimi görmesi demek, uygar dünyanın yanında olduğumuzun göstergesi olmaktadır Atatürk’e göre: “Yeni Türk harfleri çabuk öğrenilmelidir. Her yurttaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu yurtseverlik görevi biliniz. Bu görevi yerine getirirken düşününüz ki, bir ulusun, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilirse, yüzde sekseni, doksanı bilmezse bundan insan olanlar utanmalıdır. En çok bir yıl, iki yıl içinde bütün Türk toplumu yeni harfleri öğrenecektir. Ulusumuz yazısıyla, kafasıyla bütün uygar dünyanın yanında olduğunu gösterecektir.
Atatürk, bir başka zaman diliminde, düşüncesini şu sözleriyle sürdürür: “Her şeyden önce her gelişmenin ilk yapı taşı olan soruna değinmek isterim. Her araçtan önce büyük Türk ulusuna, onun bütün emeklerini kısırlaştıran çorak yol dışında, kolay bir okuma-yazma açkısı (anahtar) vermek gerekir. Büyük Türk ulusu bilgisizlikten az emekle, kısa yoldan, ancak kendi güzel ve soylu diline uyan bir araçla sıyrılabilir. Bu okuma – yazma açkısı, ancak Latin kökünden alınan Türk abecesidir (alfabe). Sıradan bir deneme, Latin kökünden gelen Türk harflerinin Türk diline ne denli uygun olduğunu kentte, köyde yaşı ilerlemiş Türk yurttaşlarının ne denli okuyup yazdıklarını güneş gibi ortaya çıkarmıştır.
Uygar Türkiye’nin oluşmasında ve bugünlere gelmesinde alınan yol, Türk abecesinden bilimler yurduna (üniversite) dek süren zorlu uğraşın, yolculuğun güneş gibi aydınlığıyla anlamlaşmaktadır. Bu yolculukta "Bilim" ve "Teknik” in işlevi yadsınamaz bir gerçektir Atatürk’e göre: “Ulusumuzun, siyasal ve toplumsal yaşamında, ulusumuzun düşünce eğitiminde kılavuzumuz bilim ve teknik olacaktır. Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, olumlu bilimdir.
  Alıntı ile Cevapla