Ancak Atatürk’ün sanatkârlarla ilgili pek güzel sözleri de vardır. Yazarları, şairleri, bestekârları, ressamları, heykeltraşları, kısaca sanatın bütün dallarıyla uğraşanları nasıl takdir ettiğini, onları nasıl yüreklendirdiğini biliyoruz. Bu konuda, şu örnek olay onun olaylara bakışını ortaya koymaktadır.
O, bir tiyatro oyununu seyrettikten sonra, sanatçılarla görüşmüş ve onları şöyle değerlendirmiştir:
“Sizleri çok takdir ederim. İnkılâbımızda sizin de mühim hizmetleriniz vardır. Şimdiye kadar gördüğüm temsiller içinde sizin temsilleriniz gibi muntazam ve sanatkâranesini seyretmemiştim; sanatınızı meslek ittihaz ederek azmetmenizi, arkadaşlarınızla samimi olarak geçinmenizi bilhassa tavsiye ederim. Sizin en büyük hizmetiniz Anadolumuzu baştan başa dolaşıp halkımıza sanatın ne olduğunu anlatmanız olacaktır. Turnelerinize muntazaman devam ediniz.”
Onun şairleri nasıl yüreklendirdiği, İstanbul’un ünlü meydanlarına Türk büyüklerinin anıtlarının diktirilmesini istemesi, konservatuvar heyetlerini koruması, kısaca sanatın bütün dallarına koruyucu kanatlarını germesi, önde gelen özelliklerindendir. Herhâlde onun bu konudaki en önemli sözü şu olmalıdır: |