“Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz; fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim.”
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzünü ağartan ne kadar kültür kurumu varsa hepsi Atatürk’ün sağlığında, onun ısrarlı çabaları sonucunda kurulmuştur. Müzesinden tiyatrosuna, operasından konservatuvarına, hepsinde onun izleri vardır. Bugün bazı sanat ve kültür dallarında sesimizi duyurabiliyorsak, bu, onun attığı temellerin üzerine yükselen binalar olabilmektedir. Günümüzün gençleri onun eserlerini, ancak iyi öğretilebilirse kavrayacaktır.
Dilimiz ve kültürümüz, zaten var olan cevherine Atatürk’ün kazandırdığı yeni bir ruh ve yeni bir ivme ile gelişmiş, bugün gurur duyacağımız bir seviyeye gelmiştir. Ancak batıdan alınan kelimelerle yabancı kültürlerin etkileri bizi yeniden bir şeyler yapmaya yönlendirmelidir. Bu konuda, Atatürk’ün direncini göstermek zorundayız. “Dünya dil âlimlerinin Türk âlimleriyle beraber çalışmaları, dil ilminin şimdiye kadar hâlledemediği birçok güçlüklerin hâllini kolaylaştıracaktır. Bundan, büyük hakikatler de meydana çıkacaktır”.
ATATÜRK |