Osmanlı Ermenilerini içeride kurulan komiteler yoluyla devlete karşı harekete geçirmek mümkün olmayınca, bu kez Rus Ermenilerine Osmanlı toprakları dışında komiteler kurdurtulması yoluna gidilmiştir. Böylece 1887'de Cenevre'de sosyalist eğilimli, ılımlı militan Hınçak, 1890 'da ise Tiflis'te aşırı terör, isyan, mücadele ve bağımsızlık yanlısı Taşnak Komiteleri ortaya çıkmıştır. Bu komitelere Anadolu topraklarının ve Osmanlı Ermenilerinin "kurtarılması" hedef ve amaç olarak gösterilmiştir. İstanbul'da örgütlenen ve Avrupa devletlerinin dikkatlerini Ermeni meselesine çekerek Osmanlı Ermenilerini kışkırtmayı hedefleyen Hınçaklar’ın başlattığı ayaklanma girişimlerini, aralarında siyasi mücadele başlayan Taşnaklar’ınki izlemiştir. Bu ayaklanma girişimlerinin ortak özelliklerini, Osmanlı ülkesine dışarıdan gelen komitelerce planlanmış ve yönlendirilmiş olmaları ve örgütlenme faaliyetlerinde Anadolu'ya yayılan misyonerlerin büyük katkısından yararlanmaları teşkil etmiştir. İlk isyan 1890'daki Erzurum İsyanı’dır. Bunu yine aynı yıl meydana gelen Kumkapı Gösterisi, 1892-93'te Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon Olayları, 1894'te Samsun İsyanı, 1894'te Babıali Gösterisi ve Zeytun İsyanı, 1896'da Van İsyanı ve Osmanlı Bankası'nın İşgali, 1903'te ikinci Samsun İsyanı, 1905'te Padişah Abdülhamid'e suikast girişimi, 1909'da Adana İsyanı izlemiştir. İsyanların Osmanlı kuvvetlerince bastırılması, dünya kamuoyuna "Müslümanlar Hristiyanları katlediyor" mesajıyla yansıtılmış ve Ermeni sorunu giderek daha geniş çapta bir uluslararası sorun niteliğine büründürülmüştür. Nitekim, döneme ait İngiliz ve Rus diplomatik temsilciliklerinin raporları, Ermeni ihtilalcilerin hedefinin karışıklıklar çıkararak Osmanlılar’ın karşılık vermesini ve böylece yabancı ülkelerin duruma müdahalesini sağlamak olduğunu kaydetmektedir ve büyük devletlerin diplomatik ve konsolosluk temsilcilikleri Anadolu'nun her köşesine dağılmış Hristiyan misyonerler ile birlikte Ermeni propagandasının Batı kamuoyuna iletilmesinde ve benimsetilmesinde büyük rol oynamışlardır. Padişah Abdulhamid’e suikast girişimi (21 Temmuz 1915) 1.Dünya Savaşı ve Sonrası Osmanlıların 1 Kasım 1914 tarihinde İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı savaşa girmesi, Ermeni komitelerince büyük bir fırsat olarak görülmüş, Rus saflarına katılan Ermeniler gönüllü alaylar kurarak Rus işgal kuvvetleriyle birlikte Doğu Anadolu topraklarına girmişlerdir. Ayrıca, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yeni isyanlar çıkartılmış, Osmanlı kuvvetleri arkadan vurulmuş, sivil Türk halkı büyük bir katliama maruz kalmıştır. Bu katliam yalnızca Türkleri hedef almamış Trabzon civarındaki Rumlar ve Hakkari çevresindeki Museviler de katledilmişlerdir. Bütün bunlar olurken, İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı'nı zorlamakta, Osmanlı orduları Galiçya'dan Doğu Anadolu ve Irak'a kadar çeşitli cephelerde düşman kuvvetleriyle çarpışmaktadır. |