Politikacıların oy meselesi
Ayrıca tabii politikacıların oy meselesi de var. Konuyla ilgili olarak bir Fransız parlamenteri, "Bir tarihi gerçek vardır. Bir de siyasi gerçek vardır. Bu siyasi gerçek medyanın ortaya koyduğu bir gerçektir ve uluslararası konjüktür, insan hakları ve kimlik krizi ile ortaya konan bir gerçektir. Nihayet Lyon bölgesinde bana oy verecek 22 bin Ermeninin ortaya koyduğu gerçektir. Ben kendi menfaatime göre oy veririm" dedi. Olayın gerçek boyutları bu şekilde.
Sayın Ethem Mahçupyan bir yazısında "Ermeniler enerjilerini kendi devletlerini kurmaktan çok giderek kendi kültürleri ve cemaatleri üzerine yoğunlaştırdılar. Böylece Ermeni milliyetçiliğinin hala neden cemaat karekteri taşıdığı anlaşılabilir" diyor. Aslında söylediği şu: Ermeniler kendi devletlerini kurmakla uğraşmadılar. Kendi kültürleri ve cemaatleri üzerine yoğunlaştılar. Yani açıkçası "Biz devlet kuramadığımız için cemaat sisteminde kaldık." Hangi topluluk kendini bulduktan sonra devlet kurmak için uğraşmaz? Böyle bir analiz olabilir mi?
Almanlar hatıralarında böyle bir olayı yazmamışlar
Tescir (göç) Kanunu'nun çıkışı 27 Mayıs 1915 tarihi. Uygulanışı da 3 Haziran 1915. Askeriyeye gönderilmiş olan emiri uygulayanlar, o zaman görevli olan Alman genel kurmayı. Ordu birliklerine bakıyorsunuz kurmay başkanı Alman yahut ordu komutanı Alman. O sırada böyle bir olay olduğuna dair bunlar hatıralarında ya da yazılarında böyle bir olayı yazmamışlar. Ermeni bir yazar, o dönemdeki hemşirelerin ve Alman askerlerin hatıralarını toplamış, onları bir kitap halinde yakında yayınlayacak.
Aslında azınlıkların kimliklerini bulmak için neden bu tür terminolojiyi (soykırım) kullandıklarını ve bundan neler elde etmek istediklerini iyi anlamak lazımdır. |