Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 12:02   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yaklaşık olarak 2300 yılında Bedeviler, herhalde örgütlenmiş bir direnişe rastlamadan, Mısır’ın iç bölgelerine girdiler.Krallık iktidarının ve yönetici sınıflarının acizliği bir halk ayaklanmasına yol açtı ve bu, bir sosyal devrimle sonuçlandı.O günden beri Mısır görülür bir anarşi içine girdi ve bu, sekizinci sülalenin sonuna kadar sürdü(2240).Bu arada üç krallığa ayrıldı; Asyalı istilacıların ele geçirip oturduğu Delta krallığı; Herakleopolis dolaylarında Orta Mısır krallığı ve Teb krallığı (Yukarı Mısır krallığı).Bunlardan Teb sülalesinin, başarılı olabilmek için, büyük bir siyaset zekası göstermesi ve amacını sabırla izlemesi gerekiyordu.Bu sülale bir buçuk yüzyıl süren bir çabalamadan sonra otoritesini imparatorluğun tümüne hakim kılmayı başardı: Orta imparatorluk böyle kurulmuştu(2060).

Eski imparatorluk, yağmacıların istilası altında, yok olmayla sonuçlanan çökme dönemine girmeden önce, uygarlık ve siyasi güçler alanında dikkate değer bir dirilik göstermiştir.Bu imparatorluğun en güçlü olduğu dönemde firavunlar eşsiz ve olağan üstü bir niteliğin keyfini sürdürüyorlardı.Birer insan olmaktan çok, tanrı gibi tutuluyorlar, resmi dilde “iyi tanrı, Tanrının oğlu, Güneş Ra, Altın Horus” gibi adlarla nitelendiriliyorlardı.Aslında, ülkeyi başkentleri olan Menfis’ten despotça yöneten mutlakiyet hükümdarlarıydı.İmparatorluğun boyutları hükümdarların, mahalli yönetimi ve valilerin icra biçimini fiilen kontrol etmesine elverişli değildi.Bunun için bütün eski imparatorluk süresince devlet memurları kendilerini bağımsız saydılar.Hükümdarlar bu duruma karşı koyamıyor ve gerektiğinde valilerin yerini değiştiremiyorlardı.Böylece valilik kendiliğinden, babadan evlada geçen bir görev oldu.Bundan, merkeziyetçiliğin büsbütün bozulması ve merkez iktidarının felce uğraması sonuçları doğdu ki bu, bir anlamda eski imparatorluğun yok olması demekti.
  Alıntı ile Cevapla