Osmanli Devleti'nin bu ince hesapli siyaseti, bir buçuk asirdan beri zaman zaman kileselerin birlesmesi için Papa'ya yapilan müracaat kapisini tamamen kapatmisti. Is bu kadarla da bitmemis, devlet, Galata'daki Cenevizlilerle Galata halkina da bir fermanla teminat vermisti. Bu hareketiyle Osmanli Devleti, gerek Balkanlar'da kendi idaresi altindaki ve gerek Mora, Sirbistan, Eflâk ve Güney Arnavutluk'taki Ortodokslari samimi olarak kendi idaresine baglamisti. Istanbul'un, 29 Mayis 1453 (20 Cemaziyelevvel 857)'de Osmanli Türkleri tarafindan feth edilmesi, Avrupa'yi ve özellikle Papa ile Napoli Kralligini, ayrica Güney Avrupa memleketlerini hayret ve dehsete düsürmüstü. Bununla beraber, gerek Osmanlilarin büyük bir cihad ruhu ile askerî güce sahip olmalarinin etrafa verdigi korku, gerekse artik Hiristiyanlik taassubunun yerini, tedricen de olsa aklî muhakemenin almis olmasi yüzünden birçok devlet, sesini çikaramaz hâle gelmisti. Bu sebepledir ki, Papa V. Nikola'nin, yapmak istedigi ve yeni bir Haçli Seferi için saga sola bas vurmasi sonuçsuz kalmisti. Nitekim, Papa'nin bütün Hiristiyanlari silaha sarilmaya davet eden 30 Eylül 1453 tarihli beyannâmesi, fazla bir alaka uyandirmadigi gibi, Papa'nin, Osmanlilar aleyhine harekete getirmek istedigi Adalar halki ile Balkan yarimadasi'ndaki despotluklar ve bu meyanda Sirp, Eflâk, Bosna, Mora, bazi Arnavut kral devlet ve senyörleri, Osmanlilarin Enez zaferinden sonra 1454 senesi ilkbaharinda göndermis olduklari elçileri vâsitasiyla Istanbul fethinden dolayi Osmanli hükümdarini tebrik ediyorlardi |