Memlûk sultanlari ile Osmanlilarin arasinin açilmasina sebep olan daha baska olaylar da vardi. Nitekim Fâtih, Trabzon seferinden zaferle döndügü vakit, zaferi tebrik için her taraftan elçiler geldigi halde, Misirlilar buna lüzum görmemislerdi. Bu durum, aradaki dostluk hislerinin sarsilmasina sebep oldu. Bu yüzden, "Hoskadem" Misir sultani oldugu zaman, Fatih de onu tebrik etmemisti. Âsik Pasazâde bu konuyu su ifadelerle dile getirir: "Her tarafin pâdisahlarindan elçi geldi, Han'a vilayet (Trabzon) mübarek olsun diye, Ancak Misir sultanindan elçi gelmedi. Âdet-i muhabbet terk olundu. Adavete (düsmanliga) bir bahane bu oldu... Pâdisah dahi buna bir pare (parça) melûl oldu. Sonra mezkur (adi geçen) Hoskadem dahi Misir'a sultan oldu. Pâdisah dahi taht mübarek olsun diye elçi göndermedi. Âdet bu idi ki gönderileydi. Iki taraftan âdet terk olundu. Ve muhabbet kesilmeye basladi." Dulkadirogullari münasebetiyle bozulan iliskilere ragmen Sultan Kayitbay zamaninda Fâtih, Âsik Pasazâde'nin ifadesiyle "Taht mübarek olsun diye elçi gönderdi. Iyi hediyelerle Çavusbasini elçi gönderdi. Elçi kim Misir'a vardi yine kanun üzre hürmet etmediler, elçi müsteki geldi pâdisahina haber verdi. Rum Pâdisahi (Anadolu'ya baslangiçta Rumeli dendigi için Pâdisahina da Rum pâdisahi, yani Rum ülkesinin pâdisahi dendi) buna dahi melûl oldu. Âhir, Misir sultani dahi bu elçinin ardinca bir elçi gönderdi. Misir'in muhtesibini* gönderdi. Bu muhtesibin gelmesi pâdisaha hos gelmedi." Gerçekten, Fâtih Sultan Mehmed, Misir muhtesibinin elçi olarak gönderilmesine kizmistir. Zira böyle bir elçi, devletler arasindaki protokolün çignenmesi demekti. Çünkü "o, çarsi ehlinin büyügüdür, pâdisahlara elçi olarak gönderilmez, bu bir hafifliktir." sözleri ile ifade edilen anlayis, bunu açikça ortaya koymaktadir. |