Konu: Fenikeliler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-02-2007, 13:46   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu adlara bakarak bir ülkede ne gibi zenginlikler oldugunu anlamak mümkündü. Bakir Adasi denen Kibris'tan bakir getirilirdi. Malakit Yarimadasi'nda (bugünkü Sina Yarimadasi) malakit denen yesil bakir tasi çikarilirdi. Simdi Toros Daglan dedigimiz Gümüs Daglari'ndan gümüs elde edilirdi. Yeni dünyalarin kapilan açiliyordu insanlarin önünde. Kesfedilen her bölge, bulunan her maden, beraberinde yenilikleri de getiriyordu. Maden filizleri eritilerek maden baltaya dönüstürülüyor, baltayla gemi yapiliyor, gemilerle denizlere açilarak bilinmeyen ülkelere gidiliyordu. Fenikeliler. Lübnan daglarinin eteklerindeki yüz yillik ulu sedir agaçlarini kesiyor, gemi ustalari keskin baltalarla agaç gövdelerini yontuyorlardi. Agaç gövdesinden kesilen uzunca bir kiris, gerilen ipe göre tesviye edildikten sonra kirise, belkemigine kaburga geçirir gibi tahtalar yerlestirilirdi. En üste de kaburgalari baglamak için bir güverte dösenirdi. Geminin arka kismi balik kuyrugu, burun kismi da kus basi seklinde yapilirdi. Fenikelileri bilinmeyen dünyalara götürecek garip "hayvan" iste buydu. Gemiye verdikleri bu sekille ustalar, "sudayken balik gibi yüzsün ve batmasin, dalgalarin üzerinde de kus gibi uçsun" demek ister gibiydiler. Geminin en arkasina bir de özene bezene insana benzer bir figür yerlestirilirdi. Bu, küçük Çekiç Tanrisi Puam'di. Uzun deniz yolculuklarinda onu götürmemek olmazdi: çünkü Malakit Yarimadasi'nin karanlik maden ocaklarindan filiz çikarmaya yardim eden. gemi yapmayi ögreten, gemi ustalarina islerinde yardim eden oydu. Puam'in yardimi olmadan isler yürümezdi. Geminin arkasina oturtulan bu tanri, kendi yarattigi gemiyi her gittigi yerde korurdu. Dünyanin bilinmeyen bölgelerine giden denizcilerin bu korumaya gerçekten gereksinimleri vardi. Fenikeliler bilinmeyen denizlerde yol aldikça yeni yerler kesfediyorlardi. Okyanusun kapilarina kadar giderek gördükleri Cebelitarik kayalarina Melkart'in Sütunlari adini vermislerdi. Melkart bir Fenike tanrisiydi. Fenikeliler Tire kentinin surlarini onun ördügünü sanirlardi. Kimse daha ötelere gitmeye cesaret etmesin diye, denizden okyanusa çikilan yerdeki bu sütunlari o dikmisti. "Durun!" der gibiydi Melkart denizcilere. "Daha ileri gitmeyin! Yurdunuzdan zaten çok uzaktasiniz, hiç olmazsa burada, dünyanin sonunda durun." Denizciler yüzyillar boyunca bu yasagi çignemeye cesaret edemediler. Melkart Sütunlari'nin arkasinda görünen uçsuz bucaksiz okyanus korkunçtu. Fakat bilinmeyen ülkelerin servetleri, tüccarlar için çekiciydi. Küreklerle donatilmis gemilerle sonunda okyanusa açilmaya cesaret etti Fenikeliler. Kalay Adasi denen Ingiltere'ye. Kehribar Kiyisi denen Baltik ülkelerine kadar gidiyorlardi artik.
  Alıntı ile Cevapla