Kuşun gagası her ağaca çarptığında kafası büyük bir sarsıntıya uğrar. Fakat  kiraz büyüklüğündeki beyni bu sarsıntılardan etkilenmez. Ağaçkakanın sırrı,  boyun kaslarındadır. Vurmaya başlayınca, baş ve gaga tam bir doğru üzerine  gelirler. En küçük bir sapma, beyinde yırtılma yapabilir. 
 
Bu denli hızlı  bir vuruşun betona kafa atmaktan bir farkı yoktur. Kuşun beyninin hiçbir hasara  uğramaması ise ancak olağanüstü bir tasarımla mümkündür. Bu üstün tasarımın  sahibi ise alemlerin Rabbi Yüce Allah'tır. Rabbimiz, ağaçkakanları hayret  uyandırıcı özelliklere sahip olarak yaratmış ve evrenin her noktasında olduğu  gibi bu kuşlarda da kusursuz yaratma sanatının örneklerini göstermiştir.   
Kuşların büyük çoğunluğunda kafatası kemikleri birbirine yapışıktır.  Gaga ise çenenin hareketiyle açılır.  
 
 
Oysa ağaçkakanlarda gaga ve kafatası, vuruş sırasında oluşan şoku emen  süngerimsi bir madde ile birbirinden ayrılmıştır. Bu esnek madde, otomobil  amortisörlerindekinden çok daha iyidir. Bu üstünlüğü, çok kısa aralıklarla  oluşan şokları da emebilmesinden ileri gelir. Bu madde her vuruşta oluşan şoku  emip bir sonraki şoku karşılayacak duruma gelebilir. Üstelik bunu saniyede 10'u  aşan vuruşun yapıldığı şartlarda başarır. Bu madde modern teknolojinin  geliştirdiği tüm benzerlerinden üstündür. Ağaçkakanın kafatası ve üst gagasının  olağandışı bir yöntemle bağlanmış olması, her vuruşta beyninin bulunduğu bölümün  gagadan uzaklaşmasını, böylece şok emici ikinci bir mekanizma oluşmasını sağlar.  Tüm bu bilgiler, iman edenlerin imanlarının daha da güçlenmesine, pek çok  insanın da iman etmesine aracı olan çok önemli yaratılış delilleridir.  Ağaçkakanın yapısındaki mükkemmel tasarım, evrenin ve canlıların kör  tesadüflerin eseri olamayacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir.