Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-02-2007, 08:50   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

5.Hilafetin kaldırılışının dinen mahsuru vardır. Hilafetin kaldırılışına muhalefet eden Halid Bey “...bugün halk makam-ı hilafet olmasa cuma namazı kılınmaz itikadındadır.” demektedir. Halid Bey bu ifadesiyle hilafet kaldırıldığında bunun halk tarafından dine yöneltilmiş bir müdahale olarak algılanacağını ve bunun sakıncalı olduğunu vurgulamaktadır. Bununla beraber Halid Bey Şeyh Safvet Efendinin görüşlerine katılarak hilafetin kaldırılışının “cihet-i şer’iyesinde hiçbir mahsur yoktur” demektedir. Hilafetin kaldırılışının dini mahsuru konusunda Halid Beyin verdiği bu somut örnek dışında, muhalefet cephesinden başka bir somut örnek gelmemiş olmakla birlikte konuşmaların genel seyrine ve ifadelerin yapısına bakılırsa Zeki Bey siyasi mahsurların arkasında aslında dini bir soruna işaret etmekte; siyasi gerekçeleri örnek olarak vermekle birlikte dinin korunması endişesini taşımaktadır. Bu hükme şuradan varıyoruz: Zeki Bey hilafetin kaldırılışının şer’an mahsursuz olduğu cümlesini hiç kullanmamıştır. Hilafetin bir milli gelenek olduğunu vurgulamaktadır ki milli gelenek din ile özdeşik bir yapıya sahiptir.
Hilafetin kaldırılışı karşısındaki görüşler güçlü bir şekilde dine dayanmıştır. Öte yandan dine dayanmaya kalksa bile karşısına çıkacak cevaplara itiraz edilmesi güç durumdadır. Bu anlamda dini açıdan itiraz “bir geleneğin yıkılmaması gerektiği” gibi duygusal bir temele dayanırken; siyasi açıdan itiraz “İslam birliğini destekleyen bir imkanın kaybolacağı” gibi ideolojik bir temele dayanmıştır.
Görüşmelerde önce Rize Mebusu Ekrem Bey kanun lehinde saltanata yönelttiği ağır eleştirilerle ve biraz da “saltanat-hilafet” kavramlarını iç içe geçirerek konuşmuş; muhalif üyeler bundan sonra söz almıştır. İkinci sırada Zeki Bey ve beşinci sırada Halid Beyin muhalif konuşmasından sonra müzakerelerin sonuna kadar hiç bir muhalif konuşma olmamıştır.
  Alıntı ile Cevapla