İSTANBUL'DA YANGIN 1633 Eylülünün başlarında İstanbul'u tahrip eden yangınların en korkunçlarında biri, Cibali Kapısı dışında teçhiz edilmekte olan bir gemi kalafatçısının dikkatsizliği yüzünden etrafı sardı (27 Safer 1043/2 Eylül 1633). Yangın oradaki gemilere süratle yayılmış ve Aya Kapısına kadar sahili izleyerek Mustafapaşa çarşısını, Hamza Paşa sarayını, ona bitişik Yahya Paşa sarayını, Çeşmi Efendinin muhteşem sarayım yaktı. Oradan üç dehşetli kola bölündü. Biri Sultan Selim camiine doğru gitti, öteki sahil boyunca genişleyerek Fatih yakınındaki Haydar Paşa sarayına, Üsküplü camiine, Unkapanı’na, Zeyrek camiine yöneldi. Üçüncü kol da Sultan Fatih Mehmed Camii’nin yolunu tutarak caminin sağında ve solundaki caddeyi, sarayları, Büyük ve Küçük Karaman’ı, Saraçhane’yi yaktı ve Sarıgüzel’i yürüdü. Padişah, bostancılar ve vezirler maiyetinde oldukları halde, Sultan Selim Camii çevresinden yangını söndürmeğe çalışırken, ateş onların arkasındaki yeniçerilerin eski ve yeni kışlalarını (odalarını) ve ihtilâl askerinin sürekli merkezi olan orta camii kaplıyordu. Ateş hattı oradan da uzunluğuna limandan Molla Gürani’ye –ki hemen hemen tüm İstanbul’un genişliği demektir- ve yaygınlığına da Fener kapısından Bali paşa ve Lütfi paşa camilerine, Unkapanı yakınlarından At Pazarı’na kadar uzandı. Bu geniş ve tehlikeli yangında iki mahallede sadeci iki ev kurtuldu. Yanan ev sayısının yirmi bin kadar olduğu tahmin olunmuştur. |