TÜRKLERİN YENİLGİSİ Halil Paşa, fazla yorulmadan üne erişeceğini umarken, son derece gözden düşer ve ayıplanır. Zira Abaza, kenti u kadar yiğitçe savunur ki, herkes tarafından dünyanın en iyi ve akıllı paşası olarak kabul edilir. Bu, düşmanını püskürtmekle kalmaz, fakat küçük ve seçkin kuvvetlerle Osmanlı karargâhına ansızın girer ve hiçbir direnmeyle karşılaşmadan muhafızları kılıçtan geçirterek, tüm orduya Öyle hır dehşet salar ki, bunun arkasından hemen imha edilmesi gelir. Bu suretle bir avuç insan, çok kalabalık bir ordunun bir kısmını öldürerek, daha büyük bir kısmını ise tutsak ederek yenmeyi başarır. Halta sadrazam bile silahını bırakarak, birkaç adamıyla birlikte güçlükle kurtulur. BAĞDAT'IN İŞGALİ Bu kentin önlerine geldiğimle Murad, yiğitlik duygusundan çok öç alma duygusuna kapılarak, oluz gün içinde kente öylesine bir hiddet ve şiddetle saldırır ki, bu bir savaştan çok bir katliamı andırıyordu. Bu süre içinde her iki tarafın askerlerini imha etmek için her çareye başvurulur. Ateş kılıç ve topa ara verilmez. Her gün saldırılar yenileniyor ve padişah kılıç elinde olduğu halde, dövüşten çekilmeye girişenleri zorla savaşa sokuyordu. Bunun da ötesinde çok gevşek hareket ettiğini sandığı sadrazamını bile kendi eliyle öldürmesi şaşılacak şeydir. Sonunda Osmanlı kuvvetlerinin yiğitliği ve padişahın sebatı sayesinde Bağdat kenti işgal edilir. Bunun üzerine sultan kendiliğinden (eslim olan otuz binden çok İranlının kendi gözleri önünde basını vurdurur. Iran şahının, savunması uğruna tüm ordusunun kremasını ve aşağı yukarı en seçkin soylularını kullandığı ve ele geçirilmesi için de Sultan Murad'ın tüm Osmanlı kuvvetlerini kullandığı bu pek tanınmış kent, sonunda bu biçimde ele geçirilir. Bu son yenilgiden sonra İranlılar, Osmanlı kuvvetlerine karşı kafa tutmaya bir daha cüret edemezler. |