SULTAN MURAD'IN AYYAŞLIG1 (İÇKİYE DÜŞKÜNLÜĞÜ) Kendisini mazur göstermek için bu eğlence alemleriyle, insanların karakterlerini ve meyillerini daha yakından tanımaktan ve taşra hayatının tadını çıkartmaktan başka amacı olmadığı söylenebilir. Bir kusuru daha vardı; o da, aynı hastalığa tutulmuş olan tüm kendisinden önceki padişahtan gölgede bıraktığı içkiye düşkünlüğü idi. Bu tutkuya tutulmasını Bekri Mustafa'ya borçludur. Ve bunu alışkanlık haline getirdikten sonra tek başına içmekten hoşlanmamaya başlar ve müftü ile kazaskeri de kendisiyle birlikte içmeye zorlardı. Sonunda yukarda belirttiğim gibi kim olursa olsun, herkesin şarap içip satabileceğine ilişkin bir de ferman yayımlar. Fakat şaraptan hoşlandığı kadar, afyon ve tütünden de o kadar nefret ederdi. Bundan ötürüdür ki, bu i-ki maddenin kullanılmasını ölüm cezasıyla yasaklar. Bu konuda o kadar ileri gider ki, afyon çiğneyen veya tütün içip satanları gördüğü takdirde bizzat kendi eliyle öldürürdü. Bütün bunlara karşın, tiryakinin birisi, kendine özgü bir buluşu sayesinde bu cezadan kurtulmayı başarır. Tütün içmeden dayanamayan bu kimse, evinin yanına derin bir kuyu kazar ve anlaşılmasın diye üstünü yeşil otla örtüverir. Günlerden bir gün, tam kuyunun içinde bulunduğu bir sırada padişah gelir ve tiryakinin nerde olduğunu sorar. Adamları nerde olduğunu söylerler ve ağzında bir çubuk (pipo) olduğu halde padişahın huzuruna getirilir. |