Sultan Murad, emirlerine karşı geldiğini görünce, kılıcını çeker ve saplamak üzere iken dehşete kapılan tiryaki "Ey esirenin oğlu, defol burdan, senin fermanın hükmü, sadece toprak üstündekilere geçerlidir, toprağın altındakilere değil" diye sesi çıktığı kadar bağırmaya başlar. Ve bu yapay buluşuyla tiryaki, salt hayatını kurtarmakla kalmaz, fakat da-ha başka ayrıcalıklar yanında istediği kadar sigara içme iznini de elde eder. Sultan Murad hakkında daha çok şeyler söylenmiştir, fakat adamlarına özellikle "neşeli yaşam sürmek isterseniz, şarap içiniz, fakat in-san pisliği yemeyin" kuralını yinelediği söylenmektedir. SULTAN MURAD'IN ZORBALIĞI Bu kusurundan ötürü, yönetenler için olduğu kadar devlet için de çok zararlı olan başka bir huyu meydana gelir ki, o da zorbalığı. Gerçekten, kanla besleniyor sanılacak kadar kana susamış olup, ölümden zevk alıyordu. Çoğu zaman gece yansı kadınlar koğuşundan sıvışarak gizli kapılardan çıkar ve elinde yalın kılıç ve sırtında kemersiz bir entari olduğu halde yalınayak deliler gibi sokaklarda koşar ve karşısına çıkanı kılıçtan geçirirmiş. Kimi kez de sarhoş olup keyiflendiği zaman yukarı pencereden ok atar ve rast gele oradan geçene nişan alırmış. Başka bir zaman da, giysi değiştirerek sırf kötülük etmek amacıyla, bir yandan öte yana koşturur ve nedensiz birkaç zavallı öldürmeden saraya dönmezmiş. Bu suretle başkenti öyle büyük bir korku kaplar ki, hiç kimse adını bile söylemeye cesaret edemez olmuş. Kalp hastası olanlar ve afyon çiğneyenler Murad'ın adını duydukları zaman bayılırlarmış. Çünkü bunları asla esirgemez ve ya hepsini öldürür ya da afyon yerine şarap içmelerine baskı yaparmış. Böylece Murad, on yedi yıllık hükümdarlığı esnasında içlerinde birçok paşanın ve devlet adamlarının da bulunduğu on dört bin insanın kanına girmiştir. |