Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-02-2007, 15:32   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ORTAÇAĞDA AVRUPA
A. KİLİSE ve PAPALIK
Hz. İsa'dan sonra havarileri Hıristiyanlığı yaymaya başladılar. Başlangıçta Roma İmparatorluğu, Hıristiyanlığı engellemeye çalışmıştır. Ancak bir süre sonra 313 yılında Hıristiyanlık serbest bırakılmış ve 381'de ise Roma'nın resmî dini olarak kabul edilmiştir. Havarilerden Sen Piyer'in Papa denilen vekilleri Roma'da oturmaya başladılar. Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra ortaya çıkan derebeylik rejimi ile papaların önemi arttı.
Ortaçağ boyunca Hıristiyan dünyası iki büyük mezhebin etkisindeydi. Katolikler Roma'daki Papa'yı, Ortodokslar İstanbul'daki Patriği din büyüğü olarak tanıyorlardı. Katolikler, papaların Allah'ın yeryüzündeki vekili olduklarına inanıyorlardı. Bu yüzden papaların elinde afaroz ve enterdi yetkileri vardı. Afaroz edilen kişi Hıristiyanlıktan çıkarılır ve toplumsal hayatın dışına itilirdi. Ortaçağ'da zaman zaman krallar bile bu cezaya çarptırılır ve halk o krala itaat etmezdi. Yine papanın yetkilerinden olan enterdi bir ülkede ilan edildiğinde o ülkede Hıristiyanlığa ait bütün faaliyetler dururdu. Papazlar nikah, vaftiz, ölü gömme ve dini törenleri yapmazlardı. Hiçbir kral bu duruma düşmek istemediği için papalar ciddi bir otorite kurmuşlardı. Hatta 800 yılından itibaren krallar taçlarını papanın elinden giyerlerdi.
imtiyazlarını kaybetmek istemeyen Hıristiyan din adamlarının etkisiyle, skolastik düşünce sistemi doğdu. Bu düşünceye göre; din ile ilgili esaslar değişmez kabul edilip, deney yasaklanmıştır. Bu düşünce tarzına "dogmatizm" denir. Bu dönemde okuma - yazma tamamen bir ayrıcalık halini almıştır.
Bu dönemde, papayla iyi geçinmek zorunda kalan kral ve senyörler, kiliseye toprak bağışlamışlar, böylece kilise oldukça zenginleşmiştir. Kilise Ortaçağ Avrupası'nın hayatına fiilen hakim olunca dünyevi olaylarla ilgili koyduğu kurallar Hıristiyan ülkelerin kanunlarına girmiştir.
  Alıntı ile Cevapla