Çatalhöyük.
İÖ.6500 yılından başlayan bir yerleşim alanı olarak, dünyadaki en eski yerleşmelerin ön sıralarında bulunmaktadır. Üstelik yapılan hesaplara göre, neolitik çağın en kalabalık yerleşmesi olduğu da ileri sürülmektedir. İnsanlık tarihi açısından çok önemli bir miras olan Çatalhöyük dışında, Can Hasan, Hacılar gibi neolitik yerleşmeler, Anadolu yarımadasını, yerleşme ve uygarlık tarihi açısından son derece ayrıcalıklı kılmaktadır.
Belirtilen yerler ve benzerlerinin kent sayılıp sayılamayacağı tartışmaları, konumuz açısından önemlidir. Çünkü bir yerleşmenin kent sayılması için, sadece nüfusun çokluğu ve yerleşmenin alansal büyüklüğünün belirleyici olamayacağı, bu tartışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Yani kent tarihi üzerine çalışmak ve düşünmek, kenti tanıma açısından yararlı olmuştur. Yapılan çalışmalarda, tarım üretimi ve yerleşik hayata geçişten sonraki dönemde, yerleşmelerdeki ilişkilerin farklılaşmaya başladığı tespit edilmiştir. İÖ. 4000 yıllarında başlayan süreçten sonra, yerleşmelerin bazılarında görülen söz konusu farklılıkların, kent ve köy ayrımında belirleyici olacağı anlaşılacaktır. Bazı yerleşimlerde sadece tarımsal üretim karakteri hakim olurken, bazılarında maden işleyen ve çeşitli metal aletler üreten zenaatkarlar ortaya çıkmıştır. Tarım dışı işlerle uğraşan zenaatkarlara, tarım ürünleriyle imal edilen bu aletleri alıp satan veya zenaatkarlara işleyecekleri ham maddeleri temin eden insanlar, yani tüccarlar katılmıştır. Aynı şekilde askerler ve din adamları da, çok geçmeden toplum içindeki yerlerini almışlardır. Tüccarlar alış verişleri sırasında hesap yapmak zorunda olduklarından, yazı ve aritmetik ortaya çıkmıştır. Bu toplumsal değişim, kısa süre içinde yerleşme mekanına da yansımıştır. Ticari mekanlar, pazar yerleri, atölyeler, malların biriktirildiği depolar ve tapınaklar gibi yapıların bulunduğu yerleşmeler görülmeye başlamıştır. Sadece tarımsal üretim yapılan yerlerden mekansal olarak farklılıklaşan bu yerleşmeler, kentlerin erken tipleri olarak nitelenmektedir. Sayılan bu özelliklere yerleşiklerin hepsini ilgilendiren kararları almak ve uygulamak için yönetsel bir üst yapı oluşması da eklendiğinde, köylere göre tamamen farklı bir yerleşim tipi ortaya çıkmış oldu. Bu özellikleri tekrarlayarak belirtecek olursak, şu başlıklar öne çıkmaktadır: Tarım dışı faaliyet yapılan bir yer olması, zenaatkarların varlığı yani üretimde uzmanlaşma, ticaret ve ticari mekanların bulunması, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı önlem alınması yani güvenliğin sağlanması, yönetsel örgütlenmeye sahip olması... Belirtilen özellikler köylere göre farklılık kazanmış yerleşmelerin, yani kentlerin niteliklerini çerçevelemektedir. Bu nitelik ve özellikler toplumsal ilişkiler ve yerleşme mekanında da izlenebilmektedir. |