Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-02-2007, 09:32   #27
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Zaten İzmir’in bu dönemdeki gelişimi de, bu çıkarımlara uygundur. Bizans İmparatorluğu’nun erken dönemlerinden itibaren İzmir’in dinsel bir merkez olarak öne çıktığı bilinmektedir. Hıristiyanlığın Anadolu’da yayılma sürecinde ortaya çıkan yedi kiliseden birisi de İzmir’de bulunmaktaydı. Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, Hıristiyanlığı yaymaya çalışan azizlerin faaliyetlerine de sahne olan İzmir ve çevresi, bu dönemde bir çekişme dönemi geçirir. Bu çekişmelerin kent üzerindeki etkisi, Bizans İmparatorluğu’nun Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesiyle azalmış ve daha dingin bir döneme girilmiştir. Daha sonrasında İzmir’in Bizans döneminde sahip olacağı karakterin oluşması, yani bir dinsel merkeze dönüşmesi söz konusudur. İzmir, Bizans döneminde dinsel merkez olma özelliği nedeniyle başkent Konstantinopolis düzeyine çıkarıldı. İmparator Leon İzmir’i Konstantinopolis dışındaki kentlerin başkenti olarak ilan etti. İzmir bu özelliklerinden dolayı “kendi kendini yönetebilen kent” unvanıyla anılıyordu. Anlaşılacağı üzere kentin yapısı tamamen değişiyordu. Fakat hemen belirtmek gerekir ki, İzmir yapısal değişimle birlikte farklı bir kimliğe bürünse de, kent yeni kimliğiyle önem kazandığı bir sürece girmişti.
Kent idari ve dinsel merkez olma özelliği kazanarak gelişkin bir düzeye ulaşmakla birlikte, İS. VII. yüzyılın başlarından itibaren, bazı dış saldırılara maruz kaldığı için gelişimi kesintiye uğramaya başladı. 608 yılındaki Sasani’lerin saldırılarını, 637 yılından başlayarak bir süre devam edecek olan Arap akınları izledi. Emevi Devleti’nin Bizans İmparatorluğu’na karşı yürüttüğü akınlar, İzmir ve çevresine de ulaştığı için, İzmir hem güvenlik sorunlarıyla karşılaşmış hem de ekonomik faaliyetler olumsuz etkilenmiştir. Emevi ordularının Bizans’ın başkenti Kostantinopolis üzerine yönelen saldırıları, Ege kıyıları ile birlikte İzmir’i de etkisi altına almıştır. Bunlardan 665 yılındaki Emevi seferinde, İzmir Arapların eline geçti. 671-72 seferinde Emevi ordularının kışı İzmir’de geçirdikleri bilinmektedir. Aynı şekilde 716 yılında İzmir ve çevresine yönelen bir akından daha haberdarız. Emevi orduları bu sefer sırasında Sardes ve Bergama’yı ele geçirdiler. Bu sırada İzmir’i de kuşattılar ancak şehre giremediler. Bu seferden sonra Arap ordularının İzmir ve civarına yöneldiği görülmemektedir.
Dış saldırılar yanında iç sorunlar da, İS. VII. yüzyıl boyunca İzmir’i olumsuz etkilemiştir. VII. yüzyılın ilk çeyreğinin bittiği yıllarda başlayan ve kısa sürede Bizans İmparatorluğu’nun bütün bölgelerini etkisi altına alan, “kutsal resim kırıcılığı” adıyla anılan hareket, İzmir’de de yaşanmıştır. Kiliselerde bulunan dinsel tasvirlerin kaldırılmasını isteyenlerle, bu resimlerin ibadeti ve Hıristiyanların inancını güçlendirdiğini savunanlar arasındaki çekişme, çok şiddetli bir biçimde yıllarca devam etti. Bizans toplumunu bir iç savaşa sürükleyen bu akım giderek yaygınlaştı.Bir süre sonra sadece kiliselerdeki tasvirlerin kırılması bağlamından çıktı. Anadolu’nun Hıristiyanlık öncesi döneminden kalan antik kentler, heykeller, tapınaklar ve diğer mimari eserler, üzerlerindeki tasvirler nedeniyle saldırıya uğramaya başladı. İzmir’in de bu akımdan payına düşeni aldığını ve yukarıda değindiğimiz gibi kentin Roma ve öncesi dönemine ait eserlerinin tahrip edildiğine kuşku yoktur. Büyük bir tedirginlik ve terör ortamı yaratan bu çekişme, maalesef kentin tahribatı yanında, kentin ekonomik yaşamını da olumsuz etkiledi.

  Alıntı ile Cevapla