Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-02-2007, 11:42   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kürşat Ekrem Uykucu, semtin Türkler zamanındaki durumunu şu şekilde ifade eder:
"İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed, Beşiktaş'ta iskan hareketine başladı. Fatih'in ekmekçibaşısı Ali Ağa'ya ait bir mescit ile tuzcubaşısına ait bir türbe bu dönem eserleri arasındadır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Beşiktaş, daha da gelişti. Bu devirde kasabanın sağında, bu günkü Dolmabahçe'nin yerinde bulunan ve Bizanslılar zamanında “Pentecontarion” diye adlandırılan koyda, Bektaşilerden Karaabalı Mehmet Baba denizden bir kısım yer doldurmuştu. Zamanla meyve ve servi ağaçları dikilen bu bahçe “Karaabalı Bahçesi” diye ün kazandı. Daha sonra bu halk ağzında Karabali şekline girdi. Aynı devirde Beşiktaş'ın Karabali bahçesiyle sonuçlandığı yerde bulunan bir iskeleye de “Arap İskelesi” adı verildi. Buraya 16. yüzyılın başlarında yaşamış olan Mustafa Efendi bir mescit yaptırmıştı.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan bir plan uyarınca, yeniden kurulan Beşiktaş, II. Selim'in devrinde daha çok önem kazandı.
Zaman zaman esir pazarları da kurulduğu bilinen Barbaros Türbesi civarına “Deve Meydanı” adı verildi. Buna sebep Rumeli'nin Anadolu ile ulaşımını sağlayan deve kervanlarının güzergahının başlangıç yeri burası olması idi. Sonraları Beşiktaş, Osmanlı Devleti'nde, Rumeli'den Anadolu'ya ve Anadolu'dan Rumeli'ye gönderilen askerlerin Üsküdar'a geçiş yeri olmuştur.
Yine bu devirde Beşiktaş'ta iskan edilen diğer bir yer de bu günkü Yahya Efendi bölgesi idi. Trabzon'da doğan ve Kanuni Süleyman'ın süt kardeşi olan Yahya Efendi buraya yerleşti. Kanuni Sultan Süleyman bir çok kere Efendi'yi şehre davet etti. Ancak o gelmek istemedi. Bunun üzerine Padişah bu bölgeyi Yahya Efendi'ye bağışladı. Kendi mimarını Beşiktaş'a göndererek tek katlı ve bir çok odalı ahşap bir bina yaptırdı. Sonradan Yahya Efendi burada bir mescit, bir çeşme ve deniz kıyısına kadar uzanan sahada da bir bostan meydana getirecekti. Şeyhlerini izleyen Yahya Efendi taraftarları da Beşiktaş'ta yerleştiler. Böylece Beşiktaş'ın nüfusu birden artmaya başladı."
17. yüzyılda Beşiktaş, bugünkü Abbas Ağa sırtlarına doğru yayılmaya başlamıştı. Arap İskelesi ile Beşiktaş deresi arasındaki sahil, padişahlara ait çeşitli köşkler kurularak süslenmişti. 17. yüzyılın başlarında Beşiktaş'ta Arap İskelesi ile Beşiktaş Deresi arasındaki Kılıç Ali Mahallesi’nde de bugünkü Aşariye Camii yerinde Çığalazade Yusuf Sinan Paşa, bir mescit yaptırmıştı.
Bu yüzyılın başlarında yaptırılan diğer bir mescit de kaptan İbrahim Ağa tarafından bugünkü Akaretler’de Sinan Paşa Köprüsü Sokağı’ndaki caminin yerinde kurulmuştur. Beşiktaş'ın bu yüzyılda imarı gittikçe hızlandı. 1664'te ünlü Şeyhülislamlardan Zekeriya Efendi'nin torunu, Vişne lakabı ile ün kazanan Lütfullah Efendi'nin oğlu, Kazaskerlerden Mehmet İzzet Efendi "Vişnezade Mescidi”ni yaptırdı. Bu mescidin etrafında daha sonraları bugünkü Vişne Mahallesi meydana gelmiştir.
Beşiktaş'in bu yüzyılın ikinci yarısında imar edilen diğer bir bölgesi de bu günkü Abbas Ağa sırtlarıdır. Semte Abbas Ağa adı verilmesinin sebebi bu yüzyılda IV. Mehmed'in darüssaade ağası Abbas Ağa'nın buraya bir cami yaptırması dolayısıyladır.
  Alıntı ile Cevapla