Köşk, Cumhuriyet yılları boyunca kapalı kaldı. 1940'ta zamanın valisi Dr. Lütfı Kırdar'ın Çırağan Sarayı'nın arka bahçesini (Yıldız Sarayı'nın ara duvarına kadar) Maliye Bakanlığı’ndan İstanbul Belediyesi'ne devrettirerek "Yıldız Parkı" adı ile halka açması ile tekrar gündeme geldi ve basit bir onarım gördü. I949'da köşk, belediye tarafından, Beyoğlu'nun en seçkin iki pastanesinden biri olan Markiz'in işleticisi Avedis Çakır'a kiraya verildi. Çakır, burayı yine basit bir şekilde onarttı, denize bakan ön terası betonlayarak, ortaya zemini fayanstan bir dans pisti yaptırdı ve köşkün içini de kendi mali imkanlarının ve o devrin sınırlı görüşlerinin elverdiği kadar döşedi.
1960 askeri darbesinin yönetimi, bu kullanımı uygun bulmayarak, köşkü boşalttırdı. Birkaç yıl sonra TBMM Başkanlığı, Ihlamur Kasrı’nda dönemin valisi Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay'ın kurmuş olduğu Tanzimat Müzesi'ni zorla tahliye edince, Gökay'ın girişimi ile bu müze, boş Çadır Köşkü'nde kuruldu. Bu kullanım binanın sağlığı için iyi bir tercih olmamıştı. Çünkü kapatılan panjurlar ve pencere içlerine gerilen siyah kumaşlarla güneş ışığı ve hava akımı engellenmiş oluyordu. Köşkte merkezi ısırma donanımı da olmadığı için, bina içeriden çürüdü, zemin parkeleri çökmeye başladı. Çatı akıntıları, tavan ve duvar süslemelerinin dökülmesine neden oldu.
1979'da İstanbul Belediyesi ile imzalanan protokolle Yıldız Parkı'nın ıslahı ve içindeki Malta ve Çadır köşklerinin onarımı Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından üstlenildi. Malta Köşkü restore edilip döşenerek, halka açık çay salonu haline getirildi, fakat müze hemen tahliye edilemediği için, Çadır Köşkü'ne el sürülemedi, sadece çevresi onarılıp önündeki teras çiçek tarhları yapılarak, zemin çimentosu sökülüp traverten taşı kaplanarak ve döküm fenerleri dikilerek, çay bahçesi haline getirildi. Daha sonra yine Turing Kurumu'nun teklifi ile Tanzimat Müzesi için Gülhane Parkı’nda kurumun bir bina yaptırıp bütün objeleri elden geçirterek oraya nakletmesi ve Çadır Köşkü'nü restore ederek kafe olarak halka açması çözümü kabul edildi." Malta Köşkü
Abdülaziz döneminde yaptırıldığı bilinen Malta Köşkü, açıldığı panorama sebebiyle Çırağan Sarayı'nın cihannüması sayılabilirdi. Ortada bir merkezi mekan ve yanlarda buraya açılan hacimler ve öbür eksen üzerinde de çift kollu bir merdiven bulunmaktadır. Şale Kasrı
Yıldız Sarayı'nın en görkemli yapılarından biridir. Kayıtlarda Merasim Köşkü olarak da geçer. Yapı dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Yemek salonunun tasarımı ve bezemesi Sarkis Balyan'a aittir. Beşiktaş'taki diğer saraylar, köşkler ve kasırlar Ihlamur
Beşiktaş'ta bulunan bir mesire yeriydi. Batısında Teşvikiye-Nişantaşı sırtları, doğuda Balmumcu-Yıldız sırtları, kuzeyde Gayrettepe-Mecidiyeköy yamaçları arasında kalan vadidir. “Ihlamuraltı Mesiresi” de denirdi.
Günümüzde, Ihlamur Kasrı ve içinde bulunduğu bahçe hariç dört bir yanı blok apartmanlar ve sitelerle dolmuş olan bu vadinin kuzey kesimine, buradaki çiçek bahçelerinden dolayı eskiden “Fulya Deresi” adı verilirdi. Bugün derelerden, çeşmelerden, yeşilliklerden ve çiçek bahçelerinden eser kalmamış olan bu alanda, beton bloklardan oluşan siteler bulunmakta, semt ise, eski adıyla "Fulya" diye anılmaktadır. Ihlamur Kasrı
Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi'ndeki kasır. Buraya Abdülmecid tarafından Niğogos Balyan'a “Merasim Köşkü” ile “Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasır yaptırılmıştır. Bunlardan Merasim Köşkü, asıl Ihlamur Kasrı'dır. Yüksek bir subasman üzerine tek kattan oluşan dikdörtgen planlı köşk, kesme taştan inşa edilmiştir.
Merasim Köşkü'nün biraz ilerisinde bulunan Maiyet Köşkü daha sade bir yapıdır, iki katı olan bu yapıda, giriş cephesinde iki kollu bir merdiven bulunmaktadır. Girişin ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde 4 adet oda yer almaktadır. |