Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-02-2007, 12:28   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Babasinin defin islerini bitiren Süleyman, bundan sonra vüzera, ümera, dergâh-i âli kullari, yeniçeriler vesair sipaha ihsanlarda bulunmus, her birinin dirliklerini artirmistir. Bu arada hemen her gün akd edilen divanlarla memleket islerinin yürütülmesine çalisilmisti. Divanda alinan kararlar mucibince liyakatli kimselerin mansiplari yükseltildigi gibi mahlûl bulunan mansiblara da yeni tayinler yapilmistir. Öbür taraftan, Yavuz Sultan Selim'in Iran ile olan ipek ticaretinin men'i hakkindaki kararina aykiri hareket etmis olan tüccarin zaptedilmis bulunan mallarinin tazmini cihetine gidilmis ve bunun için hazineden külliyetli miktarda mal çikarilarak herkesin hakki kendisine teslim edilmistir. Öbür taraftan, kaynaklarimizin verdigi bilgiye göre Yavuz Sultan Selim zamaninda, Misir'dan Istanbul'a gönderilen 600 kadar hânenin (Kemal Pasazade'ye göre 800) memleketlerine dönmelerine müsaade edilmistir. Böylece, daha tahta geçer geçmez, degisen sartlara göre yeni faaliyetlerde bulunan ve babasinin dönemine göre bazi degisiklikler yapan hükümdar, halkina karsi adâlet ve merhametle hükm edeceginin ip uçlarini vermis oluyordu. Nitekim bazi sayialar üzerine "Kanli" lakabi ile meshur Gelibolu Beyi olan Kaptan Cafer Bey'i kethüdasi vâsitasiyle teftis ettiren Kanunî, bu teftis sonunda Cafer Bey'in gerek bazi haksizliklari, gerekse halka karsi yapmis oldugu zalimâne muameleleri tesbit edildiginden ilk önce, halka karsi yapmis oldugu haksizliklari kendi "rizkindan" (malindan) ödemeye mecbur birakilmis, daha sonra da Kasim l520 (Zilhicce 926) tarihinde hayatina son verilmistir. Kemal Pasazâde, Kanunî'nin tebeasina karsi gösterdigi adâlet örnegi ile Cafer Bey hakkinda su bilgileri verir:
  Alıntı ile Cevapla