Yazı biraz eski ama güzel oldugundan sizinle paylasmak istedim.. Güven Taner-Uyan Beşiktaşlı Beşiktaş’ı toplum gözünde küçültmeye çalışıyorlar.
Hakem, cesaret gösterisini Beşiktaş maçında yapıyor; yorumcu, Beşiktaş’ın hatasını dile getirirken üslubunu sertleştiriyor.
Beşiktaş’ı “rakip” olmaktan çıkardılar, “düşman” olarak görüyorlar.
Bu tavıra karşı savaşmak gerekir.
Böyle bir savaşım için ilk yapılacak, kulüp sevgisi ve çıkarları çevresinde anlayışla, akıl kullanarak birleşmektir. Evet iç tartışmalar olacaktır, olmalıdır. Ancak bu kulübü cılızlaştırmayacak biçimde gerçekleştirilmelidir.
Bakın,
Hakemler Beşiktaşlı futbolcunun formasının ucu dışarı çıksa onu uyarıyorlar, ama başka maçlarda birkaç futbolcu forması dışarıda oynuyor, sesleri çıkmıyor!
Beşiktaş penaltı atarken, bir futbolcunun ayağı havadan çizgiyi geçiyor, gol olan atış tekrarlatılıyor. Ancak gol olmayan tekrarda kalecinin ihlâline bakılıp atış yinelenmiyor!
Başka maçlarda ceza alanı ihlâlini nerede ise 8 futbolcu yapıyor, atış geçerli oluyor!
Özeni, yalnızca Beşiktaş’ın eline geçirdiği avantajı ortadan kaldırmak için gösteriyorlar!
Kaçırdığı penaltının üzüntüsünü yaşayan Carew’e, Aytaç Ak’ın çılgıncasına koşup gelirken yaptığı sözlü saldırılara kimse odaklanmıyor ama Carew’in o sırada burnunu temizlemek için ve rakibini hedef almayan “sümkürüşüne”, “tükürme” yorumu getiriliyor ve üç maç-beş maç cezalar biçiliyor. O pozisyonu başka kameradan izleseniz, Carew’in, belki de kendisine o sırada sövmekte olan Aytaç’ı hedef almadığını göreceksiniz. Tepki veren adam sümkürmez, tükürür!
Kale arkasındaki arbedede Beşiktaş korumalarının yaptığı ayıp ele alınırken, Sakaryalı futbolcuların attığı yumruklar, ettikleri küfürlerden hiç söz eden yok!
Bunlar, ilk yüzyılını, iki yıl önce şampiyonlukla kutlamış Beşiktaş’ı gözlerinde nasıl gördüklerinin belgeleridir.
Bu düşüncelerle ve duruşlarla savaşmak gerekir.
Elbet dövüşerek, sövüşerek değil.
Dışa karşı bütünleşerek, planlar geliştirerek; içeride mantıklı eleştiriler yaparak, hırçınlıklarla, öfkelerle, bireysel çıkar heyecanlarıyla didişip, içten içe zayıflamayı önleyerek...
Uyanın Beşiktaşlılar! Yoksa Beşiktaş’ı artık “düşman” sayanlara giderek daha çok koz vereceksiniz. Ve zaman içinde amaçlarına ulaşmalarına farkına varmadan destek olacaksınız.
Güven Taner / Fanatik Gazetesi (2 Mart 2005)