Iran'a karsi harbin açilmasina sebep olan ikinci hâdise ise Iran beylerinden Ulama Han'in Osmanlilar'a, Osmanli ümerâsindan olan Bitlis Hâkimi Seref Han'in ise Safevîler'e siginmalaridir. Esasen, Osmanlilar'in Teke (Antalya) Türkmenlerinden olan ve l5ll "Sah - Kulu isyani"na katildiktan sonra Sah Ismail'in yanina kaçarak Safevîler'e iltica edip mansib alan Ulama Han, Azerbaycan Beylerbeyi olarak önemli bir siyasî mevkie sahipti. Bu sirada, Sah Ismail'in basveziri bulunan ve kendisi gibi Tekeli boyundan olan Çuha Sultan'in, Isafahan'in Kendiman yaylaginda Samlu Hüseyin Han tarafindan öldürülmesini firsat bilerek kendisini vezir tayin ettirmek istemisti. Bu maksatla Sah'in yanina gitmek isterken, rakipleri onu âsi göstererek gözden düsürdüler. Samlu ve öteki Türkmen beylerinden ve bu arada Tekelülerin ezilmesinden ürken Ulama Han, kendi eyâletindeki sancaklardan Van'a gelerek, buradan, Osmanlilar'in hizmetine girecegini, Diyarbekir Beylerbeyisi araciligi ile Istanbul'a bildirir. Istanbul'dan gelen buyrukta, Bitlis Ocakli Beyi (IV.) Seref Bey'in "Ulama'nin aile fertleriyle birlikte Pâdisah dergâhina gönderilmesi "ne gayret etmesi bildirilmisti. Bitlis Hâkimi Seref Han vâsitasiyle Istanbul'a gelen Ulama, kendisine delâlet eden Seref Han aleyhine birtakim sözler sarfederek, onun Sah'a meyli oldugunu söylemisti. Köszeg muhasarasindan önce huzura kabul edilen Ulama Han'a, ocaklik statüsü kaldirilarak beylerbeyilik haline getirilen Bitlis tevcih olunmustu. Böyle bir haberi alan Seref Han, Sünnî olmasina ragmen Bitlis'in Iran topragi oldugunu ilan etmis ve Sah Tahmasb'dan Osmanlilar'a karsi yardim istemistir. O, Osmanlilar'in, birçok Anadolu hânedanina yaptiklari gibi, kendisini de atalarindan kalma topraklarindan mahrum edeceklerini saniyordu. Bunun üzerine Dulkadir ve Diyarbekir vilâyetleri askeri ile Diyarbekir Beylerbeyi olan Fil - Yakup Pasa yardimiyla Bitlis'i kusatan Ulama, Safevî ordusunun yardima geldigini duyunca Diyarbekir'e çekilmistir. Bu arada Ahlat'ta Sah'a büyük bir ziyafet çeken Seref Bey, ona agir armaganlar sunarak, kendisi de murassa kiliç kemeri ve altin sirmali kaftanla taltif edilir. Tahmasb, 20 Safer 939 (2l Eylül l532)'da ona bir ferman vererek kendisine "Eyâlet penâh" diye hitab eder. |