Endonezya ve Yemen Seferleri(1569-1570): Deniz seferleri 2. Selim döneminde de devam ediyordu. Endonezya ve Yemen’e düzenlenen seferler bunlardan başlıcalarıydı. Endonezya’daki Müslüman Açe Devleti’ne yardım etmek için Hızır Hayrettin komutasında 15-20 parçalık bir kuvvet gönderildi. Böylece Osmanlı hakimiyet ve gücü Uzakdoğu’ya kadar uzanmış oluyordu(1569). Kanuni zamanında başlayan Hint Okyanusu’ndaki mücadeleler Sultan 2. Selim zamanında da devam etti. Yemen’de çıkan ayaklanma üzerine sefer düzenlendi ve ayaklanma bastırıldı(1570). Kıbrıs’ın Fethi(1571): Kıbrıs Venediklilerin elinde bulunmaktaydı. Mısır’ın alınmasından sonra Memlüklülere vergi veren Kıbrıs, Osmanlılara vermeye başlamıştı. Ekonomik, stratejik, coğrafi yönden çok önemli olan Kıbrıs, seferinin kolay olacağı düşüncesiyle Lala Mustafa Paşa Kıbrıs Seferi’ne taraftar olurken Sokulu Mehmet Paşa ise yeni bir Haçlı Seferi’ne yol açacağı endişesiyle Kıbrıs’ın fethine karşı çıkmıştı. 1570 yılının Ekim ayında Kıbrıs’taki tüm şehirler alınmış, Kıbrıs’ın başkenti durumundaki Lefkoşe Osmanlıların eline geçmişti. Ancak Kıbrıs’ın en önemli kentlerinden olan Magosa henüz alınamamıştı. Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri yardımcı birliklerin de gelmesiyle, Magosa Kalesi’ni karadan ve denizden kuşatmaya başladı. Yaklaşık bir yıl süren kuşatmadan sonra Magosa teslim olmak zorunda kaldı(4 Ağustos 1571). Adaya Türkler yerleştirildi. İnebahtı Deniz Savaşı(1571): Kıbrıs’ın alınması Avrupa’da bir Haçlı donanmasının hazırlanmasına neden oldu. Don Juan komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik, İspanya, Malta, Papalık ve diğer İtalya hükümetlerine ait gemiler bulunuyordu. Osmanlı donanmasının komutanları Pertev Paşa ve Uluç Ali Paşa bu karşılaşma sırasında savunma yapılmasını istedilerse de Kaptan-ı Derya Ali Paşa saldırıda bulunulmasını istedi. İki donanma Mora’nın kuzey, Orta Yunanistan ile Karlıeli’nin güney kapılarında bulunan İnebahtı Körfezi’nde karşılaştı(7 Ekim 1751). Şiddetli çarpışmalardan sonra Kaptan-ı Derya Ali Paşa ve beraberindekiler şehit düştü. Osmanlı donanması beklemediği bir darbe aldı ve çok sayıda gemisi batırıldı. Savaşta büyük başarılar göstererek gemilerini kurtarmayı başaran Uluç Ali Paşa Sokulu Mehmet Paşa tarafından, Kaptan-ı Deryalığa getirildi. Sokulu Mehmet Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu, kısa süre içinde böyle bir donanmanın hazırlanmasının zor olduğunu söyleyen Uluç Ali Paşa’ya Sokulu:”Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse gel benden al.” demesi Osmanlı Devleti’nin o dönemdeki gücünü göstermesi açısından önemlidir. Sokulu Mehmet Paşa gönderilen Venedik elçisine İnebahtı deniz savaşıyla ilgili olarak “Biz Kıbrıs’ı almakla kolunuzu kestik, siz İnebahtı’da bizi yenmekle, sakalımızı kestiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar.” bununla beraber İnebahtı faciasından sonra kaybedilen binlerce denizciyi yerine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz askerlerden oluşturulan yeni donanma Osmanlı’ya Akdeniz’de eski gücünü kazandıramamıştır. Artık Avrupa siyasetini yönlendirecek ve ticaret yollarını hakimiyet altına alacak Hint Seferleri gibi büyük projelere de devam edilmemiştir. |