Karakoyunlu beyinin 1387 yilinda baska bir bölgede mücadele ettigi görülmektedir. Bu sirada Erzincan emiri Mutahharten ile Akkoyunlular arasinda baslayan mücâdele, Mutahharten'in yenilgisi ile sonuçlanmis ve o da Karakoyunlu beyi Kara Mehmed'den yardim istemisti. Karakoyunlular'la Akkoyunlular, tarih sahnesine çikislarindan itibaren birbirleriyle mücadele edmeye baslamislardi. Bunlar Anadolu'ya gelislerinden itibaren Dogu ve Güney-dogu Anadolu bölgeleriyle Erzincan havalisi bu iki Türkmen kabilesinin mücadele sahasi idi. Bu sebeple Mutahharten'in teklifini kabul eden Kara Mehmed, onunla birlestikten sonra Akkoyunlular üzerine hareket ederek onlari dar bir yerde sikistirdi. Her taraftan muhasara altina alinmis olan Akkoyunlular agir bir yenilgiye ugradilar. Savas meydanindan güçlükle kaçabilen Ahmed ve kardesi Hüseyin Bey Kadi Burhaneddin'e siginmak zorunda kaldi. Bu tarihten itibaren Mutahharten sik sik Karakoyunlular'la isbirligi yaparak Kadi Burhaneddin'e karsi faaliyetlerde bulundular. Öte taraftan Kadi Burhaneddin de yaninda bulunan Akkoyunlu beylerini onlara karsi kullanmistir. Bu sirada Karakoyunlular, siyasi varliklarini önemli bir sekilde etkileyebilecek olan büyük bir tehlike ile karsilastilar. 1386 yilinda Bati Iran'i ele geçirmis olan Timur, kisi Karabag da geçirerek baharda dogu Anadolu'nun istilâsina hazirlik yapiyordu. 1387 yilinda Nahcivan yoluyla Anadolu'ya giren Timur, Kara Mehmed'in ogullarindan Misir Hoca'nin elinde bulunan Avnik kalesinin saglam olarak tahkim edilmis olmasi dolayisiyla burasini alamadan Erzurum'a geldi ve kenti ele geçirdi. Erzurum'dan Çapakçur suyu kenarina gelen Timur, burada karargâhini kurduktan sonra oglu Miran Sah emrindeki bir orduyu Karakoyunlu beyi Mehmed Bey üzerine gönderdi. Ancak bu ordu, Çapakçur'un sarp geçit ve bogazlarina çekilen Mehmed Bey'e bir sey yapamadi. Mehmed Bey, üzerine gelen bu Timur kuvvetlerini bozguna ugrattigi gibi Sah Melik ve Lala Hoca gibi Tumurlu emirleri de çarpismalarda öldürdü. Timur, daglarda mevzilenmis olan Kara Mehmed'i yakalayamayacagini anlayinca Mus üzerinden Ahlat'a ve oradan da Iran'a dogru gitti. |