Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-02-2007, 10:36   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sunday Times’in eski Yayın İşleri Müdürü Harold Evans gazetecilerinin gazetede yayınlanmasını istedikleri haber yöntemlerini kullanmamalarını söylemiştir. Kişisel özgürlük hakları, adil muhakeme, politik haberlerin verilmesindeki denge, sadece kurumsal değil, fakat aynı zamanda kamuoyunu ilgilendiren esas konulardır.
1936’da Sendikanın koyduğu Davranış kuralları gazetecinin en yüksek mesleki ve ahlaki standartları tutturma, doğruluk, tekzip, dolambaçsız yollardan bilgi toplama, gizli bilgiyi saklama gibi görevleri olduğunu ilkeleri arasında sıralamaktadır. Kanuna son yıllarda eklenen 10. Maddeye göre gazeteci ırk, dil, din, mezhep, cins ayrımı yapılmasına cesaret verecek haberlerin yayınını yapmamalıdır.
Basın Konseyi 1953’te kurulmuştur. İlk kurulduğunda Konseyi yayın müdürleri ve ünlü gazeteciler oluşturmaktaydı. Ama 1978 senesinden beri Konseyin çoğunluğunu eş sayıda basın elemanları ve halktan seçilen tarafsız insanlar meydana getirmektedir. Ayrıca Basın Konseyi basınla kamu kuruluşları, yerel otoriteler ve ulusal endüstriler arasındaki ilişkiler konusunda da söz sahibi durumundadır.
Basın Konseyi’nin en önemli başarısı “Yorkshire canavarı” Peter Sutcliffe’in davası hakkında yazmış olduğu basının davranış raporu olmuştur.
1983’te yayınlanan 60.000 kelimelik raporda gazetelerin ve gazetecilerin davranışları çok sert bir şekilde eleştirilmiştir. Bu olay 13 cinayet işleyen, 7 cinayete de teşebbüs eden bir katile basının adil bir duruşma yapılmasını olanaksız kıldığını göstermiştir.
Basın Konseyi’nin diğer bir adı da dişsiz belki köpeğidir. Çünkü tek gücü gazeteyi tenkit etmektir, ne gazeteye ceza verebilir, ne de düzeltme yapabilir.
  Alıntı ile Cevapla