Türk Ceza Hukuku’ nda laiklik aleyhine işlenen suçlar iki grupta toplanabilir. Birinci gruba din hürriyeti aleyhine işlenen suçlar girer. Din hürriyeti, vicdan ve ibadet hürriyetlerinin birleşmesinden meydana geldiğine göre, suç, vicdan ve ibadet hürriyetlerine karşı ayrı ayrı işlenmiş de olabilir. Burada devletçe tanınmış dinlerden birini tahkir maksadıyla dini işlerin veya ibadet ve ayinlerin icrasına engel olmak, din ve mezheplerden birini tezyif ve tahkir yolunda yayımda bulunma, mabetlerde bulunan eşyayı, yine tahkir maksadıyla yıkmak, bozmak başka biçimde zarara uğratmak veya ruhani görevlilere karşı şiddet kullanmak, onlara hakaret etmek gibi suçlar söz konusudur. İkinci grupta, devletin laik düzenini koruyucu ceza hükümleri yer alır. Bu hükümlerde ele alınan konulardan biri, devletin laik düzeninin korunması amacıyla cemiyet kurma ve toplanma hürriyetlerinin düzenlenmesidir. Türk kanunlarında, bu düzenlemeyle ilgili 2 hükme rastlanır: Cemiyetler kanununun 9. ve Ceza kanunun 163. maddeleri. Her iki madde de dini cemiyetleri yasaklar. Cemiyetler kanununun 9/B maddesi, dini amaçlarla cemiyet kurmayı yasaklarken, Ceza kanunu madde 163, devletin temel nizamını yıkmağa yönelmiş dini cemiyetleri cezalandırır. Ayrıca cemiyetler kanununun 33. maddesi bu tip cemiyetlerin kurulması halinde uygulanacak müeyyideyi gösterir. Bu maddeye göre, böyle bir cemiyeti kuran veya yönetenler hareketleri daha ağır bir müeyyide uygulanmasının gerekli kılmadığı takdirde TCK madde 526 uyarınca cezalandırılırlar. Ayrıca kurulmuş olan cemiyet de feshedilir. Maddede yer alan ve daha ağır cezayı gerektiren fiil, Ceza kanunun 163. maddesine göre cemiyet kurmaktır. Sözü geçen 163. maddenin 1. fıkrasına göre “Laikliğe aykırı olarak devletin içtimai ve iktisadi veya siyasi veya hukuki temel nizamlarını, kısmen de olsa dini inanç ve esaslara uydurmak amcıyla cemiyet tesis, teşkil, tanzim veya sevk ve idare edenler cezalandırılırlar “ |