Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-02-2007, 15:41   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Muhteşem lâlenin ünü tez zamanda yayılınca da meraklıları özel izinler alarak bu güzeller güzelini görebilmiş. Ne var ki sakınan göze çöp batar misali, Taç-ı Kayser çalınmış. Damat İbrahim Paşa, işin peşini bırakmamış. İlk şüpheliler lâle tutkunları olduğu için, gizlice bahçeleri aranmış. Nafile ki tüm çabalar boşa çıkmış. 16. yüzyıldan başlayarak sadece İstanbul'da, her biri birbirinden güzel 2 bine yakın lâle çeşidi yetiştirildi. Ne var ki Osmanlı'nın Avrupa'ya tanıttığı bu çiçek çok değil 100, 150 yıl sonra, Avrupa'dan İstanbul'a gelmeye başladı. Lâlenin Avrupa'ya ilk yolculuğu önce Viyana'ya olmuş, oradan Hollanda'ya, ardından da Kanada'nın başkenti Ottowa'ya kadar sürmüştü. Ancak Osmanlı'dan başlayan lâle çılgınlığının Avrupa'ya uzanmasının hikâyesine geçmeden önce, bugünün Türkiye'sine bakmak gerekiyor. Öncelikle o çok güzel İstanbul lâleleri, 18. yüzyıla doğru yok oluyor. Sonrasında mı? Hollanda'dan ithal edilip de ekilen lâle soğanları kısırlaştırıldığından sadece bir defa çiçek veriyor. Bu da çok pahalıya geldiği için, kent süslemesinde lâle kullanımından vazgeçiliyor. Lâle olmadığı için de, bir zamanlar lâleleriyle ünlü olan İstanbul'da şenlik bile yapılamıyor. Yani bugün, lâlesiz bir İstanbul yaşanıyor. Hem de lâle festivalleri, Japonya'dan Kanada'ya kadar yayılmışken. İşte, Osmanlı'nın çok sevip de dünyaya tanıttığı lâleler Türkiye'de yok olurken Hollanda, bizim yıllık dış ticaret gelirimizin neredeyse tamamını sadece çiçeklerden elde ediyor. Yeniden geçmişe dönüp de lâle tarihinin o renkli sayfalarını karıştırmaya devam edersek, sanıldığının aksine 17. yüzyılın başlarında Fransa'da lâle, Hollanda'dakinden daha abartılı bir tutku haline geldi. Öyle ki modayı yakından izleyen hanımlar saçlarına veya dekoltelerine renk renk lâleler takmadan sokağa çıkmaz oldular. Lâle neredeyse mücevherden daha değerli bir konuma sahipti. Tek bir lâle soğanı için yaklaşık 2.5 milyar lira ödeniyordu. Zamanla lâle, Fransa'da bahçelerden evlere girdi. Boş şöminelerin içini, yemek sofralarını süslemeye başladı. ŞENLİKLERİN ÇİÇEĞİ Osmanlı İmparatorluğu zamanında lâlenin önemini açıklamak için Sultan III. Ahmet devrinde yaşanan Lâle Devri'ni hatırlamak yeterli aslında. Osmanlılarda lâle 15. yüzyıldan beri rağbet görmüş, fakat hiçbir dönemde III. Ahmet devrinde olduğu kadar önem kazanmamıştı.
  Alıntı ile Cevapla