ÖZET:
Naz ve Tarık’tan haber alamayan aileleri onları merak etmektedir. Tarık ve Naz dağda mahsur kalmışlardır ama bu ilişkileri açısından belki de esaret değil bir özgürlük zamanıdır.
Uyandığında elleri dudaklarında, aklı meraklar içinde, kendine bile açıklayamadığı bir öpüşmede olan Naz, Tarık’tan gerçeği öğrenmek ister, fakat Tarık’ı, gece tüm battaniyeleri Naz’ın üzerine örttüğü için titrerken bulur. Tarık ateşler içindedir, Naz ne yapacağını bilemez. O sırada iki serseri gelir. Naz’ı kendilerine bırakması karşılığında Tarık’ı serbest bırakacaklarını söyleyen serserilerle kavga eden Tarık, iyice güçsüz düşer. Naz tüm olanların senaryodan ibaret olduğunu düşünür. Fakat adamları korkutup kovmayı başaran Tarık, olduğu yere yığılınca, Naz aklına ilk geleni yapar; Tarık’ı kendi vücut ısısıyla ısıtmak.
Tarık’la Naz’ı bulmak için Filiz ve Ümit yola çıkarlar. Tarık’a sarılmış olarak bulunan Naz Ümit’e, Tarık’a “ağabey” diye sarılan Filiz de Naz’a bir açıklama yapmak zorunda kalır. Filiz’in yaptığı açıklamaya Naz’ın tepkisi ne olacaktır?
Belkıs’tan kurtulduğunu düşünen Hulusi’yi, evinde bir sürpriz beklemektedir. Sadri Ayşe’nin, Tarık’a hala aşık olduğunu düşünür ve Tarık’la konuşmak ister, ama Tarık’tan duyacaklarından sonra ne düşüneceğini bilemez.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |